Eğitim Üzerine
Elinizdeki kitap çağımızda gerek kendisinin gerek ailesi ve çocuklarının geleceği için kaygılanan sayısız insan için değerli tartışmalar içeriyor. Çağımızın en önemli düşünürlerinden Zygmunt Bauman söyleşilerinden oluşan bu derlemede, çağdaş eğitimin krizine odaklanılıyor. Küreselleşme, özelleşme, göç olgusu gibi önemli dönüşümlerin teknolojik gelişmelerle birlikte eğitim üzerinde nasıl etkili olduğu irdeleniyor. Kitapta bahsedildiği gibi bu eğitim krizi tuhaf bir kriz çünkü ilk kez farklı insan toplumları ile aralarındaki farklılıklara evrensel ve genelgeçer bir model önerilemez durumda. Bugün ne kendisine sığınanları asimile etmek isteyen muktedir güçler ve modeller ne de kendi farklılıklarını ekonomik refah için teslim etmeye gönüllü insanlar var.
Ama Bauman'ın tabiriyle hiç değişmeyen bir şey var: “Çocuklar nadiren yalnız yürüyorlar; genelde arkadaş gruplarıyla yürümeyi tercih ediyorlar. Bu alışkanlık hiç değişmedi. Yine de pencereden baktığımda gördüğüm şeyler yıllar içinde değişti. Kırk yıl önce nerdeyse her grup ‘tek renkteydi'. Bugünse nerdeyse hiçbiri öyle değil.” İşte bu eser, tek renkli olmayan ve bu farklılıklarla ortak yaşam örmesi zorunlu olan toplumumuzu anlamak için eşsiz bir fırsat sunmakta...
(Tanıtım Bülteninden)
Elinizdeki kitap çağımızda gerek kendisinin gerek ailesi ve çocuklarının geleceği için kaygılanan sayısız insan için değerli tartışmalar içeriyor. Çağımızın en önemli düşünürlerinden Zygmunt Bauman söyleşilerinden oluşan bu derlemede, çağdaş eğitimin krizine odaklanılıyor. Küreselleşme, özelleşme, göç olgusu gibi önemli dönüşümlerin teknolojik gelişmelerle birlikte eğitim üzerinde nasıl etkili olduğu irdeleniyor. Kitapta bahsedildiği gibi bu eğitim krizi tuhaf bir kriz çünkü ilk kez farklı insan toplumları ile aralarındaki farklılıklara evrensel ve genelgeçer bir model önerilemez durumda. Bugün ne kendisine sığınanları asimile etmek isteyen muktedir güçler ve modeller ne de kendi farklılıklarını ekonomik refah için teslim etmeye gönüllü insanlar var.
Ama Bauman'ın tabiriyle hiç değişmeyen bir şey var: “Çocuklar nadiren yalnız yürüyorlar; genelde arkadaş gruplarıyla yürümeyi tercih ediyorlar. Bu alışkanlık hiç değişmedi. Yine de pencereden baktığımda gördüğüm şeyler yıllar içinde değişti. Kırk yıl önce nerdeyse her grup ‘tek renkteydi'. Bugünse nerdeyse hiçbiri öyle değil.” İşte bu eser, tek renkli olmayan ve bu farklılıklarla ortak yaşam örmesi zorunlu olan toplumumuzu anlamak için eşsiz bir fırsat sunmakta...
(Tanıtım Bülteninden)