Son Cüret Yılmaz Özdil

Son Cüret

Şişli'deki üç katlı pembe binanın perdeleri sıkı sıkıya kapalıydı. Gaz lambasının cılız ışığı, odayı hayal meyal aydınlatıyordu. Altı kişiydiler. Üzerine harita yayılmış masanın etrafında, ayaktaydılar. Talihsiz bir...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
90,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 11,45TL
9786254440489
1204897
Son Cüret
Son Cüret
90.00

Şişli'deki üç katlı pembe binanın perdeleri sıkı sıkıya kapalıydı.


Gaz lambasının cılız ışığı, odayı hayal meyal aydınlatıyordu.


Altı kişiydiler.


Üzerine harita yayılmış masanın etrafında, ayaktaydılar.



Talihsiz bir kuşağın çocuklarıydılar.


Hayat onları hep mecbur bırakmıştı.


Bıyıkları terlediğinden beri neredeyse bir gün olsun günyüzü görmemişlerdi, Çanakkale'den Trablus'a, Yemen'den Sina'ya, Balkanlar'dan Kafkaslar'a vuruşmadıkları coğrafya kalmamıştı.


Ve neticede, işte bu daracık odaya sıkışmışlardı.



Uzuuun uzun anlattığı haritadan başını kaldırdı.


Adeta nefes bile almayan arkadaşlarına baktı.


Ulusun kader anıydı.


Söylenecek ne varsa söylenmişti.


Söz bitmişti.


O çelik mavisi gözlerinde belli belirsiz bir keder bulutu dolaştı.


“Vakit tamam” dedi...



“Umutsuz olmayacağız.


Uçurumun kenarındayız.


Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar.


Son bir cüret


belki kurtarabilir.


Anadolu'ya geçiyoruz!”



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786254440489
Boyut:
14 x 21
Sayfa Sayısı:
456
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

Şişli'deki üç katlı pembe binanın perdeleri sıkı sıkıya kapalıydı.


Gaz lambasının cılız ışığı, odayı hayal meyal aydınlatıyordu.


Altı kişiydiler.


Üzerine harita yayılmış masanın etrafında, ayaktaydılar.



Talihsiz bir kuşağın çocuklarıydılar.


Hayat onları hep mecbur bırakmıştı.


Bıyıkları terlediğinden beri neredeyse bir gün olsun günyüzü görmemişlerdi, Çanakkale'den Trablus'a, Yemen'den Sina'ya, Balkanlar'dan Kafkaslar'a vuruşmadıkları coğrafya kalmamıştı.


Ve neticede, işte bu daracık odaya sıkışmışlardı.



Uzuuun uzun anlattığı haritadan başını kaldırdı.


Adeta nefes bile almayan arkadaşlarına baktı.


Ulusun kader anıydı.


Söylenecek ne varsa söylenmişti.


Söz bitmişti.


O çelik mavisi gözlerinde belli belirsiz bir keder bulutu dolaştı.


“Vakit tamam” dedi...



“Umutsuz olmayacağız.


Uçurumun kenarındayız.


Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar.


Son bir cüret


belki kurtarabilir.


Anadolu'ya geçiyoruz!”



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat