Yeni
Jean Baudrıllard ve Hipergerçeklik Yasemin Çavuşoğlu Ceylan

Jean Baudrıllard ve Hipergerçeklik

19. yüzyıla kadar bilim, felsefenin çatısı altında bütünlüklü bir yapıya sahipti. Ancak 19. yüzyıldan sonra bilimsel dünyada yaşanan çözülme, düşüncenin de çözülmesine neden oldu. Artık tüm verileri birleştirip ortaya bir anlam...
Stokta var
Kargo Ücreti: 75,00 TL
indirimli
70,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 9,18TL
Havale/EFT ile: 68,60TL
9786256005242
1335908
Jean Baudrıllard ve Hipergerçeklik
Jean Baudrıllard ve Hipergerçeklik
70.00

19. yüzyıla kadar bilim, felsefenin çatısı altında bütünlüklü bir yapıya sahipti. Ancak 19. yüzyıldan sonra bilimsel dünyada yaşanan çözülme, düşüncenin de çözülmesine neden oldu. Artık tüm verileri birleştirip ortaya bir anlam koymanın imkansızlaştığı günümüzde, Baudrillard simülasyon kuramı ile hipergerçek dünyayı tanımlamayı başardı. Gerçekten de 1929 dünya ekonomik krizi ile var olan kapitalist sistemin çıkmaza girmesi hipergerçekliğin yolunu açan önemli bir olaydı. Çünkü bu olayla kapitalizm, çıkmazdan kurtulmanın yolu olarak gördüğü, “sorgusuzca tüketim olgusunu” sistemin merkezine koyunca artık her şey (gelenekler, inançlar, kültürler, değerler, doğa hatta insanlar) tüketmek için bir metaya dönüştü. Bundan sonra yaşananlar sistemin devamlılığını sağlamak için oluşturulan kurgulardan ibaret hale gelmeye başladı. Bu kurgulanan yeni dünya kitle iletişim araçları ve kullanılan retorik sayesinde oldukça etkili ve dönüştürücü bir güçle tüm gerçeğin yok olmasına neden oldu. Göstergeler, sistemin, daha fazla kâr arzusunun sonucunda nesnesinden uzaklaşarak bir simülakra dönüştü. Böylece binlerce yıllık hafızasında kültürel kodlar üreterek toplum olabilmeyi başaran insan, birlikte anlam yüklediği göstergelerini kaybetti. Sonuçta toplumda eleştirel yeteneğini kaybederek sessiz ve umursamaz bir kitleye dönüştü. Artık kurgu ve gerçeğin arasındaki sınırın buharlaştığı hipergerçek bir dünyadayız. Bu dünya, enformasyon ve kitle iletişim araçları tarafından sürekli inşa edilen bir dünyadır. Bu dünya insanın özgürlük arzusunun bir paradoksa dönüşerek yine insanı esaret altına alan simülasyon evrenidir. Sistem kendi devamlılığı için önüne geçen her türlü değeri bir metaya dönüştürürken insan da konforu ve sözde özgürlüğü için olan biten her şeye sessiz kalmakta hatta ortak olmaktadır. Bu tez tüm değişimin ve dönüşümün nedenlerini anlamak ve açıklanmasına katkıda bulunmak için hazırlanmıştır.

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786256005242
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
112
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategoriler:

19. yüzyıla kadar bilim, felsefenin çatısı altında bütünlüklü bir yapıya sahipti. Ancak 19. yüzyıldan sonra bilimsel dünyada yaşanan çözülme, düşüncenin de çözülmesine neden oldu. Artık tüm verileri birleştirip ortaya bir anlam koymanın imkansızlaştığı günümüzde, Baudrillard simülasyon kuramı ile hipergerçek dünyayı tanımlamayı başardı. Gerçekten de 1929 dünya ekonomik krizi ile var olan kapitalist sistemin çıkmaza girmesi hipergerçekliğin yolunu açan önemli bir olaydı. Çünkü bu olayla kapitalizm, çıkmazdan kurtulmanın yolu olarak gördüğü, “sorgusuzca tüketim olgusunu” sistemin merkezine koyunca artık her şey (gelenekler, inançlar, kültürler, değerler, doğa hatta insanlar) tüketmek için bir metaya dönüştü. Bundan sonra yaşananlar sistemin devamlılığını sağlamak için oluşturulan kurgulardan ibaret hale gelmeye başladı. Bu kurgulanan yeni dünya kitle iletişim araçları ve kullanılan retorik sayesinde oldukça etkili ve dönüştürücü bir güçle tüm gerçeğin yok olmasına neden oldu. Göstergeler, sistemin, daha fazla kâr arzusunun sonucunda nesnesinden uzaklaşarak bir simülakra dönüştü. Böylece binlerce yıllık hafızasında kültürel kodlar üreterek toplum olabilmeyi başaran insan, birlikte anlam yüklediği göstergelerini kaybetti. Sonuçta toplumda eleştirel yeteneğini kaybederek sessiz ve umursamaz bir kitleye dönüştü. Artık kurgu ve gerçeğin arasındaki sınırın buharlaştığı hipergerçek bir dünyadayız. Bu dünya, enformasyon ve kitle iletişim araçları tarafından sürekli inşa edilen bir dünyadır. Bu dünya insanın özgürlük arzusunun bir paradoksa dönüşerek yine insanı esaret altına alan simülasyon evrenidir. Sistem kendi devamlılığı için önüne geçen her türlü değeri bir metaya dönüştürürken insan da konforu ve sözde özgürlüğü için olan biten her şeye sessiz kalmakta hatta ortak olmaktadır. Bu tez tüm değişimin ve dönüşümün nedenlerini anlamak ve açıklanmasına katkıda bulunmak için hazırlanmıştır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat