Gülsün Ağavni Zilha
Tomris Alpay 1950'li yılların İstanbul'undan kadın hikâyeleri anlatıyor bize. Gülsün, Ağavni, Zilha, Eleni, Nurhayat, Gülizar… Farklı geçmişlerden, dillerden, inançlardan gelen bu kadınlar köklü dostlukları, mücadeleci ruhlarıyla...
9786253690212
1264989
https://www.kitapzen.com/tomris-alpay/gulsun-agavni-zilha-2.htm
Gülsün Ağavni Zilha
64.60
Tomris Alpay 1950'li yılların İstanbul'undan kadın hikâyeleri anlatıyor bize. Gülsün, Ağavni, Zilha, Eleni, Nurhayat, Gülizar… Farklı geçmişlerden, dillerden, inançlardan gelen bu kadınlar köklü dostlukları, mücadeleci ruhlarıyla ördükleri dayanışma ağları, yalnızlıkları arasında kurdukları köprülerle bir hayatı yaşanır kılmaya çalışıyor. Tarçın kokulu farnupialar, bahçelerde dolaşan kediler, renkli ampuller, çavuş üzümleri, mahlep ve sakız kokulu çörekler… Gülsün, Ağavni, Zilha kokular tatlar, seslerle canlandırıyor hafızayı. Tomris Alpay'ın ustalıkla birbirine bağladığı bu öyküler toplumsal bir belleğin incelikli kaydını tutuyor.
Her fırsatta, “Zeytin ağaçları bolluğun, barışın, bilgeliğin, yeniden doğuşun simgesidir, altından geçenlere, ‘Eski Yunan'da bereket ve barışı temsil eden Tanrıça Athena'nın armağanıyım, Homeros benim gölgemde soluklandı der,'” diye anlatıyor, bu ağaçla ilgili tüm hikâyelerde bir gerçeklik payı olduğunu vurgulamak istiyordu.“Biliyor musun Eleni?” dedi Rena Teyze, “Babam anlattı, Osmanlı sarayına zeytin, badem ve bal bu adadan gidermiş.” İşte güzel Antula'm düğün gecesi, bu olağanüstü manzarada ve kendisini kucaklayan bir dost çemberinde, beyaz gelinliğiyle tarih sayfalarından fırlamış bir mitoloji kahramanı gibi süzüldü durdu.
(Tanıtım Bülteninden)
Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
96
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
Tomris Alpay 1950'li yılların İstanbul'undan kadın hikâyeleri anlatıyor bize. Gülsün, Ağavni, Zilha, Eleni, Nurhayat, Gülizar… Farklı geçmişlerden, dillerden, inançlardan gelen bu kadınlar köklü dostlukları, mücadeleci ruhlarıyla ördükleri dayanışma ağları, yalnızlıkları arasında kurdukları köprülerle bir hayatı yaşanır kılmaya çalışıyor. Tarçın kokulu farnupialar, bahçelerde dolaşan kediler, renkli ampuller, çavuş üzümleri, mahlep ve sakız kokulu çörekler… Gülsün, Ağavni, Zilha kokular tatlar, seslerle canlandırıyor hafızayı. Tomris Alpay'ın ustalıkla birbirine bağladığı bu öyküler toplumsal bir belleğin incelikli kaydını tutuyor.
Her fırsatta, “Zeytin ağaçları bolluğun, barışın, bilgeliğin, yeniden doğuşun simgesidir, altından geçenlere, ‘Eski Yunan'da bereket ve barışı temsil eden Tanrıça Athena'nın armağanıyım, Homeros benim gölgemde soluklandı der,'” diye anlatıyor, bu ağaçla ilgili tüm hikâyelerde bir gerçeklik payı olduğunu vurgulamak istiyordu.“Biliyor musun Eleni?” dedi Rena Teyze, “Babam anlattı, Osmanlı sarayına zeytin, badem ve bal bu adadan gidermiş.” İşte güzel Antula'm düğün gecesi, bu olağanüstü manzarada ve kendisini kucaklayan bir dost çemberinde, beyaz gelinliğiyle tarih sayfalarından fırlamış bir mitoloji kahramanı gibi süzüldü durdu.
(Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.