İnanan ve İnançsız Aydınlık Yol: Altın Kitap 2 - 3
Kadim zamanların hakikati çoktan unutulmuştu. Kefareti ödenmeyen bilgelik kendini esirgemişti. Anlam, yeni bir form ve nesne arıyordu. Akıl, yeni bedenlerde zuhur ediyordu.
İnsan aradı, yüzlerce yıl aradı, binlerce yıl sordu: Biz nereden geldik ve nereye gidiyoruz? Bulduğunu sandığı cevaplar arasından önce taşları seçti. Bilim yük¬selişe geçince taşlar bırakıldı. Dinler bilime, bilim dine savaş açtı. Dinler galip gelince bilim geri çekildi; bilim galip gelince dinler geri adım attı. Tam muta¬bakat sağlanamadı. Boyun eğmediler ikisi de. Dünya ise dönüyordu. Gizemleri bulacağım, sırrı çözeceğim diyen insanlık, dünya dışında olan biteni araştırmaya karar verdi. Proxima Centauri gezegenine giden Caled, Ben evrenin Tanrı'sıyım! diyen Karji'yi buldu. Karji, Caled vasitasıyla, dünya insanına döngüselliği dayattı. Kendisine biat ettirip, yeni bir inanış biçimini sorgusuz sualsiz dayattılar. Enerji makineleri ve robotlar ile bir korku bloğu oluşturdular. Zararlı inançsızlar yok edildi, zararsız inançsız olanlar Ekni'de ölüme mahkûm edildi. İnsanlık, Karji'yi El İlah, Tanrı ve Yaratan olarak kabul etmeye başladı.
Yüzlerce yıl sonra, nihayet mutlak hakikate ulaştığını düşünen milyarlarca insan, kast sistemi ile bölünüp, döngüsellik yalanı ve enerji ölçüm cihazları ile dayatılan ve korkutulan bir zamanın içinden geçiyordu. Endişe nehri köpürüyordu. Ve fakat, Gerçeğin canı cehenneme; yaşamın onuru kefaret istiyor bizden diyenler beliri¬yor du varlık âleminde. Bütün bu olanlara isyan eden ve direnişin fitilini ateşleyen Haberci liderliğindeki Altın Birlik, Altın Kitap'ın rehberliğinde, inancın aydınlık yoluna yürümeye başladı. Belki bir yol yoktu; belki yolun kendisi olacaklardı...
Bir bahar havası zuhur etti minör azınlıkların göğünde...
Gelmekteydi beklenen...
(Tanıtım Bülteninden)
Kadim zamanların hakikati çoktan unutulmuştu. Kefareti ödenmeyen bilgelik kendini esirgemişti. Anlam, yeni bir form ve nesne arıyordu. Akıl, yeni bedenlerde zuhur ediyordu.
İnsan aradı, yüzlerce yıl aradı, binlerce yıl sordu: Biz nereden geldik ve nereye gidiyoruz? Bulduğunu sandığı cevaplar arasından önce taşları seçti. Bilim yük¬selişe geçince taşlar bırakıldı. Dinler bilime, bilim dine savaş açtı. Dinler galip gelince bilim geri çekildi; bilim galip gelince dinler geri adım attı. Tam muta¬bakat sağlanamadı. Boyun eğmediler ikisi de. Dünya ise dönüyordu. Gizemleri bulacağım, sırrı çözeceğim diyen insanlık, dünya dışında olan biteni araştırmaya karar verdi. Proxima Centauri gezegenine giden Caled, Ben evrenin Tanrı'sıyım! diyen Karji'yi buldu. Karji, Caled vasitasıyla, dünya insanına döngüselliği dayattı. Kendisine biat ettirip, yeni bir inanış biçimini sorgusuz sualsiz dayattılar. Enerji makineleri ve robotlar ile bir korku bloğu oluşturdular. Zararlı inançsızlar yok edildi, zararsız inançsız olanlar Ekni'de ölüme mahkûm edildi. İnsanlık, Karji'yi El İlah, Tanrı ve Yaratan olarak kabul etmeye başladı.
Yüzlerce yıl sonra, nihayet mutlak hakikate ulaştığını düşünen milyarlarca insan, kast sistemi ile bölünüp, döngüsellik yalanı ve enerji ölçüm cihazları ile dayatılan ve korkutulan bir zamanın içinden geçiyordu. Endişe nehri köpürüyordu. Ve fakat, Gerçeğin canı cehenneme; yaşamın onuru kefaret istiyor bizden diyenler beliri¬yor du varlık âleminde. Bütün bu olanlara isyan eden ve direnişin fitilini ateşleyen Haberci liderliğindeki Altın Birlik, Altın Kitap'ın rehberliğinde, inancın aydınlık yoluna yürümeye başladı. Belki bir yol yoktu; belki yolun kendisi olacaklardı...
Bir bahar havası zuhur etti minör azınlıkların göğünde...
Gelmekteydi beklenen...
(Tanıtım Bülteninden)