İstanbul'da Bir Zürafa %28 indirimli Sunay Akın

İstanbul’da Bir Zürafa

II. Mahmut’un tahtta oturduğu 1823 yılında, İstanbul Limanı’na yanaşan bir gemiden indirilen yükler arasında, bir de zürefa vardır. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın padişaha armağan olarak gönderdiği zürefa, kendisini ilk kez...
Stokta var
Kargo Ücreti: 75,00 TL
indirimli
85,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 11,14TL
Havale/EFT ile: 83,30TL
9789944887595
532037
İstanbul’da Bir Zürafa
İstanbul’da Bir Zürafa
85.00

II. Mahmut’un tahtta oturduğu 1823 yılında, İstanbul Limanı’na yanaşan bir gemiden indirilen yükler arasında, bir de zürefa vardır. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın padişaha armağan olarak gönderdiği zürefa, kendisini ilk kez gören İstanbullular’ın şaşkın bakışları arasında Çinili Köşk Meydanı’na getirilir. Zürefa, padişahın 27 Kasım günü buyurduğu fermanla görücüye çıkar. Hayvanın ağaçların yapraklarını yiyişi hayranlıkla izlenirken, Habeş Ahmet Ağa hazırladığı senaryoyu başlatmak üzere bağırır: "Zürefa müteyemmen ve mübarek bir hayvandan çok korkan Abdi Bey’e doğru bakarak şunları söyler: "Haydi, Müslüman olan gelsin, zürefayı şöyle bir gezdirelim. Kim bu hayvanı gezdirirse cennete gidecektir." Padişahın memuldür sözü üzerine kendini eller üstünde bulan Padişahın Küpeli Çavuşu Abdi Bey, zürefanın üstüne oturtulur. Abdi bey’in yalvarmalarından, yakarmalarından korkan zavallı hayvan huysuzlanarak İshakiye Köşkü’ne doğru koşmaya başlar. Bu sırada Abdi Bey’in padişaha seslenişi duyulur: "Ahret hakkını helal eyle efendimiz. İlk menzilimiz ecel beşiğidir. İşte bindim gidiyorum. Elveda." Büyük olasılıkla "Bindim bir alemete gidiyorum kıyamete" sözü zürefa sırtındaki Abdi Bey tarafından söylenmiştir...

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9789944887595
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
166
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
33
Basım Tarihi:
2024-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

II. Mahmut’un tahtta oturduğu 1823 yılında, İstanbul Limanı’na yanaşan bir gemiden indirilen yükler arasında, bir de zürefa vardır. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın padişaha armağan olarak gönderdiği zürefa, kendisini ilk kez gören İstanbullular’ın şaşkın bakışları arasında Çinili Köşk Meydanı’na getirilir. Zürefa, padişahın 27 Kasım günü buyurduğu fermanla görücüye çıkar. Hayvanın ağaçların yapraklarını yiyişi hayranlıkla izlenirken, Habeş Ahmet Ağa hazırladığı senaryoyu başlatmak üzere bağırır: "Zürefa müteyemmen ve mübarek bir hayvandan çok korkan Abdi Bey’e doğru bakarak şunları söyler: "Haydi, Müslüman olan gelsin, zürefayı şöyle bir gezdirelim. Kim bu hayvanı gezdirirse cennete gidecektir." Padişahın memuldür sözü üzerine kendini eller üstünde bulan Padişahın Küpeli Çavuşu Abdi Bey, zürefanın üstüne oturtulur. Abdi bey’in yalvarmalarından, yakarmalarından korkan zavallı hayvan huysuzlanarak İshakiye Köşkü’ne doğru koşmaya başlar. Bu sırada Abdi Bey’in padişaha seslenişi duyulur: "Ahret hakkını helal eyle efendimiz. İlk menzilimiz ecel beşiğidir. İşte bindim gidiyorum. Elveda." Büyük olasılıkla "Bindim bir alemete gidiyorum kıyamete" sözü zürefa sırtındaki Abdi Bey tarafından söylenmiştir...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat