Boğulmamak için
Bir bombardıman uçağı üstümüzde alçaktan uçuyordu. Birkaç dakika boyunca trene ayak uydurur gibi uçmaya devam etti.
Karşımda hırpani paltolarıyla, görünüşe göre reklamcı tayfasının en alt tabakasından olan, muhtemelen de sokakta gazeteler için anket yapan iki kaba saba herif oturuyordu. Biri Mail, diğeri Express gazetesi okuyordu ve tavırlarından, beni kendi sınıflarından biri olarak değerlendirdikleri belli oluyordu. Vagonun diğer ucunda siyah çantalı iki avukat kâtibi, hukuki saçmalıklarla dolu ve sürüden ayrı olduklarını göstermek amacıyla güya bizleri etkileyeceğini düşündükleri bir sohbet tutturmuşlardı.
Gözümün önünde akıp giden evlerin arka yüzlerini seyrediyordum. Batı Bletchey tren hattı çoğunlukla gecekondu mahallelerinden geçse de tenekelerin içinde yetiştirilen çiçekleriyle, küçük arka bahçelerin, kadınların çamaşır astıkları terasların ve duvarlarda asılı kuş kafeslerinin anlık görüntüsüyle insana rahatlatıcı bir huzur verir. Büyük siyah bombardıman uçağı biraz yana doğru yatıp ileri doğru fırlayarak gözden kayboldu.
Lokomotife sırtım dönük oturuyordum. Reklamcılardan biri birkaç saniyeliğine bakışlarını uçağa doğru yöneltti. Ne düşündüğünü biliyor- dum. Zaten herkes aynı şeyi düşünüyordu. Bugünlerde bunu anlamak için uzman olmanıza gerek yok. Bir, bilemediniz iki yıl içinde bunlardan birini gördüğümüzde ne yapacağımız belliydi...
(Tanıtım Bülteninden)
Bir bombardıman uçağı üstümüzde alçaktan uçuyordu. Birkaç dakika boyunca trene ayak uydurur gibi uçmaya devam etti.
Karşımda hırpani paltolarıyla, görünüşe göre reklamcı tayfasının en alt tabakasından olan, muhtemelen de sokakta gazeteler için anket yapan iki kaba saba herif oturuyordu. Biri Mail, diğeri Express gazetesi okuyordu ve tavırlarından, beni kendi sınıflarından biri olarak değerlendirdikleri belli oluyordu. Vagonun diğer ucunda siyah çantalı iki avukat kâtibi, hukuki saçmalıklarla dolu ve sürüden ayrı olduklarını göstermek amacıyla güya bizleri etkileyeceğini düşündükleri bir sohbet tutturmuşlardı.
Gözümün önünde akıp giden evlerin arka yüzlerini seyrediyordum. Batı Bletchey tren hattı çoğunlukla gecekondu mahallelerinden geçse de tenekelerin içinde yetiştirilen çiçekleriyle, küçük arka bahçelerin, kadınların çamaşır astıkları terasların ve duvarlarda asılı kuş kafeslerinin anlık görüntüsüyle insana rahatlatıcı bir huzur verir. Büyük siyah bombardıman uçağı biraz yana doğru yatıp ileri doğru fırlayarak gözden kayboldu.
Lokomotife sırtım dönük oturuyordum. Reklamcılardan biri birkaç saniyeliğine bakışlarını uçağa doğru yöneltti. Ne düşündüğünü biliyor- dum. Zaten herkes aynı şeyi düşünüyordu. Bugünlerde bunu anlamak için uzman olmanıza gerek yok. Bir, bilemediniz iki yıl içinde bunlardan birini gördüğümüzde ne yapacağımız belliydi...
(Tanıtım Bülteninden)