Kör Baykuş Sadık Hidayet

Kör Baykuş

"Yirminci yüzyılın düşlemsel edebiyatında bir başyapıt” Sürrealizmin öncülerinden Philippe Soupault, Modern İran Edebiyatının kurucularından Sadık Hidayet’in 1936'da Bombay'da yayımladığı başyapıtı, “Kör Baykuş” için...
Stokta var
Kargo Ücreti: 75,00 TL
indirimli
43,80TL
Taksitli fiyat: 9 x 5,74TL
Havale/EFT ile: 42,92TL
9786053426097
1155761
Kör Baykuş
Kör Baykuş
43.80

"Yirminci yüzyılın düşlemsel edebiyatında bir başyapıt”
Sürrealizmin öncülerinden Philippe Soupault, Modern İran Edebiyatının kurucularından Sadık Hidayet’in 1936'da Bombay'da yayımladığı başyapıtı, “Kör Baykuş” için bu nitelemeyi kullanır. Gerçeküstücülüğün babası André Breton'un "Başyapıt diye bir şey varsa o da budur" sözleriyle nitelediği bu kült roman karmaşık bir yapı ve anlam ağının üzerine kurulmuştur.

“.....bir servi ağacı ve altında Hintli Yogiler gibi çömelerek oturmuş, kamburlaştırdığı omuzları bir pelerine sarılmış yaşlı bir adam. Adam başına bir şal bağlamıştı, sol elinin işaret parmağını bir şaşkınlık ifadesiyle dudaklarına götürmüştü. Karşısında uzun, siyah bir elbise giyen bir kız eğilerek ona bir zambak uzatıyordu. Aralarından bir dere akıyordu.....”

“....Kuru ve iğrenç bir kahkahası vardı, insanın tüylerini diken diken eden, sinir bozucu, katı, alaycı bir gülüştü bu. Yüz ifadesi değişmediği için, kahkahanın tınısı sanki bir çukurun derinliklerinden geliyordu.”

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786053426097
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
96
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

"Yirminci yüzyılın düşlemsel edebiyatında bir başyapıt”
Sürrealizmin öncülerinden Philippe Soupault, Modern İran Edebiyatının kurucularından Sadık Hidayet’in 1936'da Bombay'da yayımladığı başyapıtı, “Kör Baykuş” için bu nitelemeyi kullanır. Gerçeküstücülüğün babası André Breton'un "Başyapıt diye bir şey varsa o da budur" sözleriyle nitelediği bu kült roman karmaşık bir yapı ve anlam ağının üzerine kurulmuştur.

“.....bir servi ağacı ve altında Hintli Yogiler gibi çömelerek oturmuş, kamburlaştırdığı omuzları bir pelerine sarılmış yaşlı bir adam. Adam başına bir şal bağlamıştı, sol elinin işaret parmağını bir şaşkınlık ifadesiyle dudaklarına götürmüştü. Karşısında uzun, siyah bir elbise giyen bir kız eğilerek ona bir zambak uzatıyordu. Aralarından bir dere akıyordu.....”

“....Kuru ve iğrenç bir kahkahası vardı, insanın tüylerini diken diken eden, sinir bozucu, katı, alaycı bir gülüştü bu. Yüz ifadesi değişmediği için, kahkahanın tınısı sanki bir çukurun derinliklerinden geliyordu.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat