Köksüzler Remzi Karabulut

Köksüzler

SENİ SEVMEK için yazıyorum. Pat diye hayat denen alana atılıvermek. Kaşla göz arasında. Kısacık bir hikâye, uzunca bir roman. Ahıskalı erkeklerin öksürükleri gibi kopuk kopuk. Matematikten uzak, coğrafyalara yabancı, çok yanıyla...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
99,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 12,60TL
9786056887222
932923
Köksüzler
Köksüzler
99.00

SENİ SEVMEK için yazıyorum. Pat diye hayat denen alana atılıvermek. Kaşla göz arasında. Kısacık bir hikâye, uzunca bir roman. Ahıskalı erkeklerin öksürükleri gibi kopuk kopuk. Matematikten uzak, coğrafyalara yabancı, çok yanıyla ilkel. Dedemin dediğine göre kaygılanmak için herhangi bir neden yokmuş şu dünyada. Devletler her zaman on sekiz yaşında ve ateşli olurmuş. Yanmamak için ateşten uzak durmanın daha akla yakın olduğunu söylerdi. Babam, üstüne iyi oturan düzgün bir ceket aramıştı ömrünün son yıllarında. Bu arzusunu gerçekleştiremedi bir türlü. Bir cekete kavuşacak kadar bile değilmiş demek ki şu dünya. Torunlarının birçoğu hapislerde yattı. Suçlu, suçsuz. Kimileri de kendini savunmaya çalışıyor hâlâ.



Kalabalık bir dünyadan geçiyorduk. Önümüzü kesip durdurdular bizi. Biz de az değildik hani. Çalgıcı olduğumuz için her birimizde bir çalgı vardı. Korktuk. Unutkanlık sardı hepimizi. Korkumuz hafiflesin diye yağmur yağsın, kar yağsın istedik. Birkaçımız el açıp dua etti zaman zaman. Çok derinlerden acılı bir ağıt geldi. Birbirimize korkarak baktık. Çalgılarımıza sarıldık sonra. Bütün gayretlerimize rağmen hiçbirimiz çalamadık. Korkumuz giderek büyüdü. Korkumuz büyüyünce daha çok sokulduk birbirimize. Önce birkaç kişi hıçkırdı, sonra hepimiz kendimizi ağlarken bulduk…





(Tanıtım Bülteninden)





Kapak Tasarım: Alla Özabat




Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786056887222
Boyut:
13 x 19,5
Sayfa Sayısı:
68
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

SENİ SEVMEK için yazıyorum. Pat diye hayat denen alana atılıvermek. Kaşla göz arasında. Kısacık bir hikâye, uzunca bir roman. Ahıskalı erkeklerin öksürükleri gibi kopuk kopuk. Matematikten uzak, coğrafyalara yabancı, çok yanıyla ilkel. Dedemin dediğine göre kaygılanmak için herhangi bir neden yokmuş şu dünyada. Devletler her zaman on sekiz yaşında ve ateşli olurmuş. Yanmamak için ateşten uzak durmanın daha akla yakın olduğunu söylerdi. Babam, üstüne iyi oturan düzgün bir ceket aramıştı ömrünün son yıllarında. Bu arzusunu gerçekleştiremedi bir türlü. Bir cekete kavuşacak kadar bile değilmiş demek ki şu dünya. Torunlarının birçoğu hapislerde yattı. Suçlu, suçsuz. Kimileri de kendini savunmaya çalışıyor hâlâ.



Kalabalık bir dünyadan geçiyorduk. Önümüzü kesip durdurdular bizi. Biz de az değildik hani. Çalgıcı olduğumuz için her birimizde bir çalgı vardı. Korktuk. Unutkanlık sardı hepimizi. Korkumuz hafiflesin diye yağmur yağsın, kar yağsın istedik. Birkaçımız el açıp dua etti zaman zaman. Çok derinlerden acılı bir ağıt geldi. Birbirimize korkarak baktık. Çalgılarımıza sarıldık sonra. Bütün gayretlerimize rağmen hiçbirimiz çalamadık. Korkumuz giderek büyüdü. Korkumuz büyüyünce daha çok sokulduk birbirimize. Önce birkaç kişi hıçkırdı, sonra hepimiz kendimizi ağlarken bulduk…





(Tanıtım Bülteninden)





Kapak Tasarım: Alla Özabat




Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat