Yüreğimin Gözyaşları Ramazan Kayaoğlu

Yüreğimin Gözyaşları

Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden)Ağlayarak gözlerimizi açtığımız şu kısacık hayatta, ne kadar da çok üzüldük öyle değil mi? Ne kadar çok şeyi sorun edip günlerce uykusuz kaldık. Dilimizden hiç düşürmedik sitem...
9786058199019
903078
Yüreğimin Gözyaşları
Yüreğimin Gözyaşları
98.00

Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden)







Ağlayarak gözlerimizi açtığımız şu kısacık hayatta, ne kadar da çok üzüldük öyle değil mi? Ne kadar çok şeyi sorun edip günlerce uykusuz kaldık. Dilimizden hiç düşürmedik sitem sözcüklerini. Hep beni mi bulur bu dertler diye avazımız çıktığınca bağırdık. Kapadık gözlerimizi ve yüreğimizi, şükür kapısına hiç varamadık. Oysa bir kelebek ömrü kadardı yaşamımız. Sadece bir bahar görüp, çok uzak diyarlara göç edecektik. Bir daha değmeyecekti hüzün taşıyan rüzgârlar tenimize, bir daha ağlamayacaktık. Ama olmadı, gerçeği göremedik. Önce kendimizi, sonra ölümsüzlüğü kaybettik. Ebede giden kervanda bir yolcuyduk, yorulduk yolumuzu kaybettik. Şimdi kaybolduğumuz karanlıklarda bir ışık arıyoruz. Biliyorum çok yakınız ama dokunamıyoruz. Öyleyse kaldıralım gözlerimizdeki perdeleri. Yosun tutmuş taşları söküp atalım yüreğimizden. Bir Musab olalım, korkusuzca yürüyelim karanlıklarımıza, çıkalım içine düştüğümüz şu derin kuyulardan. Bir Musab olalım. Mekke'nin çöllerinde güller açtıran o Sevgiliye sığınalım. Elimizin tersiyle itelim tüm dünyayı bir tarafa, çöle dönmüş yüreklerimizdeki okyanusa ulaşalım.






Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786058199019
Boyut:
13,5 x 21,5
Sayfa Sayısı:
176
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden)







Ağlayarak gözlerimizi açtığımız şu kısacık hayatta, ne kadar da çok üzüldük öyle değil mi? Ne kadar çok şeyi sorun edip günlerce uykusuz kaldık. Dilimizden hiç düşürmedik sitem sözcüklerini. Hep beni mi bulur bu dertler diye avazımız çıktığınca bağırdık. Kapadık gözlerimizi ve yüreğimizi, şükür kapısına hiç varamadık. Oysa bir kelebek ömrü kadardı yaşamımız. Sadece bir bahar görüp, çok uzak diyarlara göç edecektik. Bir daha değmeyecekti hüzün taşıyan rüzgârlar tenimize, bir daha ağlamayacaktık. Ama olmadı, gerçeği göremedik. Önce kendimizi, sonra ölümsüzlüğü kaybettik. Ebede giden kervanda bir yolcuyduk, yorulduk yolumuzu kaybettik. Şimdi kaybolduğumuz karanlıklarda bir ışık arıyoruz. Biliyorum çok yakınız ama dokunamıyoruz. Öyleyse kaldıralım gözlerimizdeki perdeleri. Yosun tutmuş taşları söküp atalım yüreğimizden. Bir Musab olalım, korkusuzca yürüyelim karanlıklarımıza, çıkalım içine düştüğümüz şu derin kuyulardan. Bir Musab olalım. Mekke'nin çöllerinde güller açtıran o Sevgiliye sığınalım. Elimizin tersiyle itelim tüm dünyayı bir tarafa, çöle dönmüş yüreklerimizdeki okyanusa ulaşalım.






Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat