Ben Sen O - Server Bedi Külliyatı
Latin harflerine ilk defa aktartılan Ben, Sen, O, 22 Aralık 1925-17 Ocak 1926 tarihleri arasında Cumhuriyet gazetesinde 26 tefrika hâlinde okuyucusuyla buluşmuş, 1926 yılında da kitap olarak yayımlanmıştır. Roman; Fazıl, karısı Cemile ve sevgilisi Nazire arasında geçen, psikolojik tahlillerin yoğun olarak yapıldığı bir aldatma hikâyesidir. Peyami Safa edebiyatının karşıtlıklarla kurulan mekanizmasının karakterlerin isimleri üzerinden bile işletilmesiyle resmî ve resmî olmayan ilişki ile kadın-erkek rolleri üzerinden en başta konum alınır. “Cemile” hem iyilik hem güzellik anlamını taşırken, “Nazire” hem eş, benzer hem de asıl örneğe benzeme hatta ona öykünme anlamını taşır. Romandaki iki erkeğin taşıdığı isimlerin, Fazıl ve Faik'in anlamları ise aynıdır: Üstün. Nazire'nin de romandaki diğer kahramanların “üstünlük”üne ulaşması ve bunun için bir bedel ödemesi gerekmektedir. Akıcı ve şaşırtıcı bir anlatım tekniğine sahip romanda, bu bedeli ödeme yolunda trajik bir son okuru beklemektedir. Karısı Cemile'yi, evli bir kadın olan Nazire'yle aldatan Fazıl, romanın ilerleyen safhalarında yaşadığı vicdan azabı ve hayâ duygusuyla boğuşurken yaşadıklarını kendi dilinden anlatır. Yer yer diğer karakterlerin ağzından mektuplara da yer verilen romanda, yine Peyami Safa üslubuyla karşıtlıklar muhakeme edilmiştir. Akıcı bir olay örgüsü ve anlatım tekniğine sahip olan roman, şaşırtıcı sonuyla da okurunu etkisi altında bırakmayı başarır. İlk kez Latin harfleri ile basılan ve okurlarına ulaşan bu roman, Peyami Safa'nın üstün edebî kabiliyetlerinin ve romancılığında kat ettiği aşamaların bir tezahürünü de gözler önüne serecektir.
(Tanıtım Bülteninden)
Latin harflerine ilk defa aktartılan Ben, Sen, O, 22 Aralık 1925-17 Ocak 1926 tarihleri arasında Cumhuriyet gazetesinde 26 tefrika hâlinde okuyucusuyla buluşmuş, 1926 yılında da kitap olarak yayımlanmıştır. Roman; Fazıl, karısı Cemile ve sevgilisi Nazire arasında geçen, psikolojik tahlillerin yoğun olarak yapıldığı bir aldatma hikâyesidir. Peyami Safa edebiyatının karşıtlıklarla kurulan mekanizmasının karakterlerin isimleri üzerinden bile işletilmesiyle resmî ve resmî olmayan ilişki ile kadın-erkek rolleri üzerinden en başta konum alınır. “Cemile” hem iyilik hem güzellik anlamını taşırken, “Nazire” hem eş, benzer hem de asıl örneğe benzeme hatta ona öykünme anlamını taşır. Romandaki iki erkeğin taşıdığı isimlerin, Fazıl ve Faik'in anlamları ise aynıdır: Üstün. Nazire'nin de romandaki diğer kahramanların “üstünlük”üne ulaşması ve bunun için bir bedel ödemesi gerekmektedir. Akıcı ve şaşırtıcı bir anlatım tekniğine sahip romanda, bu bedeli ödeme yolunda trajik bir son okuru beklemektedir. Karısı Cemile'yi, evli bir kadın olan Nazire'yle aldatan Fazıl, romanın ilerleyen safhalarında yaşadığı vicdan azabı ve hayâ duygusuyla boğuşurken yaşadıklarını kendi dilinden anlatır. Yer yer diğer karakterlerin ağzından mektuplara da yer verilen romanda, yine Peyami Safa üslubuyla karşıtlıklar muhakeme edilmiştir. Akıcı bir olay örgüsü ve anlatım tekniğine sahip olan roman, şaşırtıcı sonuyla da okurunu etkisi altında bırakmayı başarır. İlk kez Latin harfleri ile basılan ve okurlarına ulaşan bu roman, Peyami Safa'nın üstün edebî kabiliyetlerinin ve romancılığında kat ettiği aşamaların bir tezahürünü de gözler önüne serecektir.
(Tanıtım Bülteninden)