Kan Köpüklü Meşe Seliyim
Bazen çok yaşlı bir insanın yüzündeki çizgilerden yola çıkarak, o insanın yüzündeki takvimi, yaşadığı yılları görmeye çalışırım.”
Toplumcu-gerçekçi edebiyatımızın usta ismi Osman Şahin'den öğretici ve tadına doyulmaz denemeler… Yaşar Kemal'den Yılmaz Güney'e, Muzaffer İzgü'den Orhan Kemal'e, Talip Apaydın'dan Tahsin Yücel'e açılan yelpazede eşsiz bir portreler galerisi oluşturan Şahin, edebiyatın ve sinemanın verimli topraklarında renkli bir yolculuğa çıkıyor bu kitabında.
Çanakkale Savaşı ya da Köy Enstitüleri gerçeği, bir cezaevinden diğerine nakil serüveni ya da Anadolu söylenceleri üzerine, sıcak, samimi, yalın ve unutulmayacak bir toplam içeriyor Kan Köpüklü Meşe Seliyim.
“Bir yazarın doğayı psikolojiyi, felsefeyi, folkloru, renkleri, müziği iyi bilmesi ve alçakgönüllü olması gerekiyor. Ben toplumcu, gerçekçi öykü anlayışından yanayım. Eleştirel öyküler yazıyorum. Yeryüzündeki sömürü ve emperyalist tehlike devam ederken, toplumun sorunlarından kaçarak, post-modern edebiyat anlayışları gibi, sözcüğü çürüten anlayışlara sığınamam.”
(Tanıtım Bülteninden)
Bazen çok yaşlı bir insanın yüzündeki çizgilerden yola çıkarak, o insanın yüzündeki takvimi, yaşadığı yılları görmeye çalışırım.”
Toplumcu-gerçekçi edebiyatımızın usta ismi Osman Şahin'den öğretici ve tadına doyulmaz denemeler… Yaşar Kemal'den Yılmaz Güney'e, Muzaffer İzgü'den Orhan Kemal'e, Talip Apaydın'dan Tahsin Yücel'e açılan yelpazede eşsiz bir portreler galerisi oluşturan Şahin, edebiyatın ve sinemanın verimli topraklarında renkli bir yolculuğa çıkıyor bu kitabında.
Çanakkale Savaşı ya da Köy Enstitüleri gerçeği, bir cezaevinden diğerine nakil serüveni ya da Anadolu söylenceleri üzerine, sıcak, samimi, yalın ve unutulmayacak bir toplam içeriyor Kan Köpüklü Meşe Seliyim.
“Bir yazarın doğayı psikolojiyi, felsefeyi, folkloru, renkleri, müziği iyi bilmesi ve alçakgönüllü olması gerekiyor. Ben toplumcu, gerçekçi öykü anlayışından yanayım. Eleştirel öyküler yazıyorum. Yeryüzündeki sömürü ve emperyalist tehlike devam ederken, toplumun sorunlarından kaçarak, post-modern edebiyat anlayışları gibi, sözcüğü çürüten anlayışlara sığınamam.”
(Tanıtım Bülteninden)