Düşüş Öyküleri
Dildeki en ufak yaradan bile çok kan akar. Demek ki en çok kanatan organ en çok kanar.
Onur Cansız, Düşüş Öyküleri'nde hayal kırıklıklarının, öylesine yitip giden hayatların, değişmeyen yazgıların peşinden gidiyor. Edebiyatımızda uzun zamandır izine rastlanmayan bir şehrin, Adana'nın insanlarını anlatıyor. Büyük Saat, Kazancılar Çarşısı ve Ulu Camii gibi, şehrin en eski mekânlarını mesken tutuyor kendine Cansız. Öykülerini tıpkı şehrin dar sokakları gibi iç içe işliyor. Her öykü bir gözyaşına dönüşüyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Dildeki en ufak yaradan bile çok kan akar. Demek ki en çok kanatan organ en çok kanar.
Onur Cansız, Düşüş Öyküleri'nde hayal kırıklıklarının, öylesine yitip giden hayatların, değişmeyen yazgıların peşinden gidiyor. Edebiyatımızda uzun zamandır izine rastlanmayan bir şehrin, Adana'nın insanlarını anlatıyor. Büyük Saat, Kazancılar Çarşısı ve Ulu Camii gibi, şehrin en eski mekânlarını mesken tutuyor kendine Cansız. Öykülerini tıpkı şehrin dar sokakları gibi iç içe işliyor. Her öykü bir gözyaşına dönüşüyor.
(Tanıtım Bülteninden)