Gece Çırası
Bu roman, çocukların trajik hikâyelerinden sadece bir kesiti anlatır. Nezaket ile Bedirhan'ın gerçek yaşam öyküsüdür okuyacaklarınız. Örselenmiş, ezilmiş ve gözden çıkarılmış herhangi bir dünya çocuğundan faksızdır onların yaşamları. Cide'nin bir garip köyünde yoksulluğun cenderesine sıkışıp kalan aile, henüz sekiz yaşındaki kızları Nezaket'i İstanbul'da zengin bir aileye ‘besleme' vermek mecburiyetinde kalınca, Nezaket'in yolu Bedirhan'la kesişir. Düştükleri çukurdan ancak birbirlerine tutunarak kalkabileceklerini anlayan Bedirhan ve Nezaket, kendi yaşamları üzerinden yoksulluğun, sevgisizliğin, horlanmışlığın bir çocuğun sırtında açtığı kırbaç yaralarını gösterecekler bize.
Nezaket ve Bedirhan gibi ıskalanmış bir çocukluğun mümessili olan yazarımız Hümay; yalın, gürültüden uzak, nükteli dili ve suyunu içip ekmeğini yediği topraklardan ayaklarını hiç çekmemiş her yazara mahsus içtenliğiyle kucaklayarak Cide İstanbul hattında hiç sıkmadan, gözünüzü kırpmaya fırsat vermeden sizi taşıyacak. Bu sırada yolunuza çıkan bir çiçeği, bir sokağı, bir karakteri hiç abartıya kaçmadan, özünü kaybettirmeden olduğu gibi size anıtacak.
Bu romanda sizi sıkan tek şey Nezaket ve Bedirhan gibi çocukların yaşadığı dramı görüp de hayatınızın herhangi bir evresinde yüz çevirmişseniz eğer, işte bunun utancıyla yüzleşmeniz olacaktır.
(Tanıtım Bülteninden)
Bu roman, çocukların trajik hikâyelerinden sadece bir kesiti anlatır. Nezaket ile Bedirhan'ın gerçek yaşam öyküsüdür okuyacaklarınız. Örselenmiş, ezilmiş ve gözden çıkarılmış herhangi bir dünya çocuğundan faksızdır onların yaşamları. Cide'nin bir garip köyünde yoksulluğun cenderesine sıkışıp kalan aile, henüz sekiz yaşındaki kızları Nezaket'i İstanbul'da zengin bir aileye ‘besleme' vermek mecburiyetinde kalınca, Nezaket'in yolu Bedirhan'la kesişir. Düştükleri çukurdan ancak birbirlerine tutunarak kalkabileceklerini anlayan Bedirhan ve Nezaket, kendi yaşamları üzerinden yoksulluğun, sevgisizliğin, horlanmışlığın bir çocuğun sırtında açtığı kırbaç yaralarını gösterecekler bize.
Nezaket ve Bedirhan gibi ıskalanmış bir çocukluğun mümessili olan yazarımız Hümay; yalın, gürültüden uzak, nükteli dili ve suyunu içip ekmeğini yediği topraklardan ayaklarını hiç çekmemiş her yazara mahsus içtenliğiyle kucaklayarak Cide İstanbul hattında hiç sıkmadan, gözünüzü kırpmaya fırsat vermeden sizi taşıyacak. Bu sırada yolunuza çıkan bir çiçeği, bir sokağı, bir karakteri hiç abartıya kaçmadan, özünü kaybettirmeden olduğu gibi size anıtacak.
Bu romanda sizi sıkan tek şey Nezaket ve Bedirhan gibi çocukların yaşadığı dramı görüp de hayatınızın herhangi bir evresinde yüz çevirmişseniz eğer, işte bunun utancıyla yüzleşmeniz olacaktır.
(Tanıtım Bülteninden)