Lavanta Kokusu Nuray Süme

Lavanta Kokusu

Yine bir bağbozumu. Eylülün en güzel zamanları. Güneşin insanları kasıp kavurmadan ısıttığı, rüzgârın ılık ılık estiği bir sonbahar mevsimi. İşçilerin hummalı çalışmalarıyla umutların yeşerip hayallerin gerçekleşmesinin...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
86,40TL
Taksitli fiyat: 9 x 10,99TL
9786057412799
1233478
Lavanta Kokusu
Lavanta Kokusu
86.40

Yine bir bağbozumu. Eylülün en güzel zamanları. Güneşin insanları kasıp kavurmadan ısıttığı, rüzgârın ılık ılık estiği bir sonbahar mevsimi. İşçilerin hummalı çalışmalarıyla umutların yeşerip hayallerin gerçekleşmesinin beklendiği bir hasat zamanı. Aygül kasabanın tenha mahallerinden birinde, ahşap tavanın altındaki yatağında, odanın boğucu sıcağına aldırmadan derin bir uykuya dalmıştı. Annesinin sabahın erken saatlerinde düştüğü telaştan habersiz, renkli rüyalar görmekteydi.
Uyku mahmuru gözlerini henüz aralanmışken, annesinin peş peşe verdiği talimatların yarısını ancak işitmişti. Hafize sultan kocası hayattayken de böyle emirler yağdırır, bir dediğini iki ettirmezdi. Bunca mum tutturmaya dayanamadı zavallı adam. Bir akşamüstü kalbi duruverdi.


Nuray Sume yaşamın içinden süzülüp gelen öykülerle okurun karşısına çıkıyor. Yazar öyküyü yüksek perdeden; sarsıcı, büyülü atmosferlerle değil hayatın sıradanlığı, nahifliği içinde anlatmayı seviyor. Hikâyeyi umudu yanı başında taşıyan karakterlerle örüyor. Kimi zaman kentli, kimi zaman kasabalı; kadınlar, genç kızlar, meczuplar, yaşlılar, çocuklar. Kalemden yaşam suyunu çeken bunlardan hangisi olursa olsun, ölüme değil varlığa, nefrete değil sevgiye tutunan karakterler oluyor. Yazar kullandığı lirik dil yoluyla da okuru hızlıca metnin içine çekmeyi başarıyor...



(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786057412799
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
80
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

Yine bir bağbozumu. Eylülün en güzel zamanları. Güneşin insanları kasıp kavurmadan ısıttığı, rüzgârın ılık ılık estiği bir sonbahar mevsimi. İşçilerin hummalı çalışmalarıyla umutların yeşerip hayallerin gerçekleşmesinin beklendiği bir hasat zamanı. Aygül kasabanın tenha mahallerinden birinde, ahşap tavanın altındaki yatağında, odanın boğucu sıcağına aldırmadan derin bir uykuya dalmıştı. Annesinin sabahın erken saatlerinde düştüğü telaştan habersiz, renkli rüyalar görmekteydi.
Uyku mahmuru gözlerini henüz aralanmışken, annesinin peş peşe verdiği talimatların yarısını ancak işitmişti. Hafize sultan kocası hayattayken de böyle emirler yağdırır, bir dediğini iki ettirmezdi. Bunca mum tutturmaya dayanamadı zavallı adam. Bir akşamüstü kalbi duruverdi.


Nuray Sume yaşamın içinden süzülüp gelen öykülerle okurun karşısına çıkıyor. Yazar öyküyü yüksek perdeden; sarsıcı, büyülü atmosferlerle değil hayatın sıradanlığı, nahifliği içinde anlatmayı seviyor. Hikâyeyi umudu yanı başında taşıyan karakterlerle örüyor. Kimi zaman kentli, kimi zaman kasabalı; kadınlar, genç kızlar, meczuplar, yaşlılar, çocuklar. Kalemden yaşam suyunu çeken bunlardan hangisi olursa olsun, ölüme değil varlığa, nefrete değil sevgiye tutunan karakterler oluyor. Yazar kullandığı lirik dil yoluyla da okuru hızlıca metnin içine çekmeyi başarıyor...



(Tanıtım Bülteninden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat