İmkansızın Şarkısı
“Ey!” dedim “Ey dünya, ey kader, ey!” Biraz askerceydi öldürüşüm, biraz aşk ve ihanetin çözülmemiş bilmecesi. Ele güne karşı ateş besledim içimde güneşe karşı. Ekmek ile kan arasına konan taşları gibiyim gurbetçiliğin. Kısa sürmüş uzun bir yolculuğun yolcusuyum şimdi. Köşede bir başımayım. Her gece son yatmam diye uzandığım ranzalarda bir başımayım. Saatlerle, çentik günlerle, aylarla bir başımayım. Kışa ve yaza hazırlığım olmadığı dört mevsimin solduğu akşamların ve sabahların olmadığı bu yerde tiyatroların sayımların ortasında görüş gününde bir başımayım. Üşümediklerimi, yanmadıklarımı bilemediğim taksitli satışlardan uzakta bir başımayım alıp başımı gidemediğim bu karanlık resimde.
(Tanıtım Bülteninden)
“Ey!” dedim “Ey dünya, ey kader, ey!” Biraz askerceydi öldürüşüm, biraz aşk ve ihanetin çözülmemiş bilmecesi. Ele güne karşı ateş besledim içimde güneşe karşı. Ekmek ile kan arasına konan taşları gibiyim gurbetçiliğin. Kısa sürmüş uzun bir yolculuğun yolcusuyum şimdi. Köşede bir başımayım. Her gece son yatmam diye uzandığım ranzalarda bir başımayım. Saatlerle, çentik günlerle, aylarla bir başımayım. Kışa ve yaza hazırlığım olmadığı dört mevsimin solduğu akşamların ve sabahların olmadığı bu yerde tiyatroların sayımların ortasında görüş gününde bir başımayım. Üşümediklerimi, yanmadıklarımı bilemediğim taksitli satışlardan uzakta bir başımayım alıp başımı gidemediğim bu karanlık resimde.
(Tanıtım Bülteninden)