Bilim ve Teknolojiye Düşünsel Bakış Düşünerek Yaşama
Düşünebilen canlılar için “düşünce” belirleyicidir. Eğer uygulama anlamında devamı gelirse. Aksi takdirde sadece beyinde ilgili bölgede kimyasal, fiziksel ve elektriksel bir olgu olarak kalacaktır. Düşünen kişi, düşüncesini oluşturan her şeyi taşımaktadır. Özellikle bilimsel değerler çok önemlidir. Düşüncenin uygulama aşamasına ulaşıp kendisine yer edinmesi, içinde yaşanılan toplumun çok sayıdaki özelliği ile bir değer ve anlam kazanır. Geçmişte bazı bilim insanlarının yapmış oldukları “bilimsel açıklamalardan” dolayı cezalandırıldığını biliyoruz. Ancak bu cezaları veren aslında kendisine ceza vermiş oluyor. Çünkü beyninin doğru çalışmasını ya da gerçekleri bilmesini engellemiştir. Zamanın akışı ile doğru orantılı olarak bilim ve teknolojiye içinde yaşanılan toplumdaki düşünebilen canlılar tarafından daha fazla önem verilmiştir. Çünkü “akıl” her zaman galip gelir. Burada söz konusu değerlerin ağırlıklarının (bazı anlamlarda belirleyici olmasına karşın) önemli olmadığı sonucu çıkar. Düşünebilen canlı beyninin ağırlığı ile en az bir evrenin ağırlığını karşılaştırdığımızda sonuç anlamsızdır. Ancak ağırlık anlamında ihmal edilebilecek olan bir beyindeki düşünce ve onu doğru kullanma, değil ülkeyi, gezegeni, gök adayı evreni bile baştan sona değiştirebilir. Ancak günümüzde şöyle bir olumsuz gelişme de uygulama anlamında olmuştur. Eskinin “kaba kuvveti” yerine şimdi “kaba düşünce ve onun uygulamaları” kendisine yer edinmiştir. Bu da bu anlamdaki canlıların bu özellikleriyle Dünya'da daha önce var olan ilk insanlarla aynı yapıya sahip olduğunu göstermektedir.
(Tanıtım Bülteninden)
Düşünebilen canlılar için “düşünce” belirleyicidir. Eğer uygulama anlamında devamı gelirse. Aksi takdirde sadece beyinde ilgili bölgede kimyasal, fiziksel ve elektriksel bir olgu olarak kalacaktır. Düşünen kişi, düşüncesini oluşturan her şeyi taşımaktadır. Özellikle bilimsel değerler çok önemlidir. Düşüncenin uygulama aşamasına ulaşıp kendisine yer edinmesi, içinde yaşanılan toplumun çok sayıdaki özelliği ile bir değer ve anlam kazanır. Geçmişte bazı bilim insanlarının yapmış oldukları “bilimsel açıklamalardan” dolayı cezalandırıldığını biliyoruz. Ancak bu cezaları veren aslında kendisine ceza vermiş oluyor. Çünkü beyninin doğru çalışmasını ya da gerçekleri bilmesini engellemiştir. Zamanın akışı ile doğru orantılı olarak bilim ve teknolojiye içinde yaşanılan toplumdaki düşünebilen canlılar tarafından daha fazla önem verilmiştir. Çünkü “akıl” her zaman galip gelir. Burada söz konusu değerlerin ağırlıklarının (bazı anlamlarda belirleyici olmasına karşın) önemli olmadığı sonucu çıkar. Düşünebilen canlı beyninin ağırlığı ile en az bir evrenin ağırlığını karşılaştırdığımızda sonuç anlamsızdır. Ancak ağırlık anlamında ihmal edilebilecek olan bir beyindeki düşünce ve onu doğru kullanma, değil ülkeyi, gezegeni, gök adayı evreni bile baştan sona değiştirebilir. Ancak günümüzde şöyle bir olumsuz gelişme de uygulama anlamında olmuştur. Eskinin “kaba kuvveti” yerine şimdi “kaba düşünce ve onun uygulamaları” kendisine yer edinmiştir. Bu da bu anlamdaki canlıların bu özellikleriyle Dünya'da daha önce var olan ilk insanlarla aynı yapıya sahip olduğunu göstermektedir.
(Tanıtım Bülteninden)