Hadimi Melahat Ürkmez

Hadimi-Lale Devri'nden Bir Alim Lale Devri'nden Bir Alim

Bir berat bestesiydi. Titreten, terleten, bürdesini çıkartıp attıran sual... Yılların ilmi birikim ve tecrübesine yaslanarak icazetname vermiş olduğu talebelerini, anlık bir hafıza taramasından geçirdi. Zihnindeki ilk isim belliydi...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
33,60TL
Taksitli fiyat: 9 x 4,27TL
9786053116073
958069
Hadimi-Lale Devri'nden Bir Alim
Hadimi-Lale Devri'nden Bir Alim Lale Devri'nden Bir Alim
33.60

Bir berat bestesiydi. Titreten, terleten, bürdesini çıkartıp attıran sual... Yılların ilmi birikim ve tecrübesine yaslanarak icazetname vermiş olduğu talebelerini, anlık bir hafıza taramasından geçirdi. Zihnindeki ilk isim belliydi aslında... Hıristiyan bir müsteşrikin karşısına çıkacak olan İslam âlimi aynı zamanda Hıristiyanlığı da çok iyi bilen; kıvrak, kuşatıcı bir zekâya sahip olmalıydı... Sultan III. Ahmet'in gözlerinin ta derinlerine baktı...


“Evet sultanım!” dedi. “Üç buçuk talebem vardı ki gözbebeğim oldular. ‘Buçuk' dediğim talebem ilmine ilim ekleyerek büyük bir âlim olma yolundadır.”


III. Ahmet'in gözleri bir berika gibi parıldadı.


“Kimdir bu âlim Kazabadi?” dedi.


“Ebu Said El Hadimi... ‘Hadimli Mehmet Efendi' diye anılır. Konya'nın Hadim kazasındandır.”


“Kazabadi! Kazabadi! Konya'nın küçük bir kazasından gelecek olan bir müderris, Ayasofya'da Avrupalı müsteşriklerin karşısına çıkacak ve bütün İslam âlemini temsil edecek öyle mi?”


(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786053116073
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
392
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Bir berat bestesiydi. Titreten, terleten, bürdesini çıkartıp attıran sual... Yılların ilmi birikim ve tecrübesine yaslanarak icazetname vermiş olduğu talebelerini, anlık bir hafıza taramasından geçirdi. Zihnindeki ilk isim belliydi aslında... Hıristiyan bir müsteşrikin karşısına çıkacak olan İslam âlimi aynı zamanda Hıristiyanlığı da çok iyi bilen; kıvrak, kuşatıcı bir zekâya sahip olmalıydı... Sultan III. Ahmet'in gözlerinin ta derinlerine baktı...


“Evet sultanım!” dedi. “Üç buçuk talebem vardı ki gözbebeğim oldular. ‘Buçuk' dediğim talebem ilmine ilim ekleyerek büyük bir âlim olma yolundadır.”


III. Ahmet'in gözleri bir berika gibi parıldadı.


“Kimdir bu âlim Kazabadi?” dedi.


“Ebu Said El Hadimi... ‘Hadimli Mehmet Efendi' diye anılır. Konya'nın Hadim kazasındandır.”


“Kazabadi! Kazabadi! Konya'nın küçük bir kazasından gelecek olan bir müderris, Ayasofya'da Avrupalı müsteşriklerin karşısına çıkacak ve bütün İslam âlemini temsil edecek öyle mi?”


(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat