Kıpırtısız Fırtına
Uzak bir adada altı ay yazmak ve düşünmek üstüne. hikayeler ve yayınlanmamış roman müsveddeleri ilk o zaman başladı. sonra bir sanat dergisine danışmanlık yaparken son iki sayfaya sen bir şeyler yaz dediler. o bir şeyleri on sene boyunca hiçbir karşılık beklemeden yazdım durdum. güncel olaylar, dedikodular, olmaması gerekenler üstüne bilinç akışı. su gibi geldiler, bazen yazdıklarım bana aitmiş gibi gelmedi. halen de dönüp baktığımda yazdıklarımın tamamı bana ait diyemiyorum. aslında yaşadıklarımızın tamamı bize ait değil. sadece bize ait olmalarını seviyoruz. yada birileri yakıştırıyor. işte o yazılanları bir araya toplamak fikri gelip çattığında, kendi söküğünü dikemeyen terzi olmanın sırasının geldiğini anlayıverdim. grafik tasarımcı olarak kapağını, hatta kitabı tasarlamam gerektiği gerçeği gelip oturdu masaya. anladım. fikirler size ait olsa bile, onları tasarlamak başkasının işi olmalı, iş kişiselleşince. belki sadece kapağı tasarlarım. ama biri dilini, bilgisini gözden geçirmeli. en azından -de -da hallerini. kitapta bu konuda birçok hata var. ama ben olduğum için. hâlâ ayıramadığım için. mükemmel gözüksün istesem düzeltecekti harun bey. istemedim. hatalı, yarım, yamalak, mustecabi olarak kalsın istedim.
(Tanıtım Bülteninden)
Uzak bir adada altı ay yazmak ve düşünmek üstüne. hikayeler ve yayınlanmamış roman müsveddeleri ilk o zaman başladı. sonra bir sanat dergisine danışmanlık yaparken son iki sayfaya sen bir şeyler yaz dediler. o bir şeyleri on sene boyunca hiçbir karşılık beklemeden yazdım durdum. güncel olaylar, dedikodular, olmaması gerekenler üstüne bilinç akışı. su gibi geldiler, bazen yazdıklarım bana aitmiş gibi gelmedi. halen de dönüp baktığımda yazdıklarımın tamamı bana ait diyemiyorum. aslında yaşadıklarımızın tamamı bize ait değil. sadece bize ait olmalarını seviyoruz. yada birileri yakıştırıyor. işte o yazılanları bir araya toplamak fikri gelip çattığında, kendi söküğünü dikemeyen terzi olmanın sırasının geldiğini anlayıverdim. grafik tasarımcı olarak kapağını, hatta kitabı tasarlamam gerektiği gerçeği gelip oturdu masaya. anladım. fikirler size ait olsa bile, onları tasarlamak başkasının işi olmalı, iş kişiselleşince. belki sadece kapağı tasarlarım. ama biri dilini, bilgisini gözden geçirmeli. en azından -de -da hallerini. kitapta bu konuda birçok hata var. ama ben olduğum için. hâlâ ayıramadığım için. mükemmel gözüksün istesem düzeltecekti harun bey. istemedim. hatalı, yarım, yamalak, mustecabi olarak kalsın istedim.
(Tanıtım Bülteninden)