Geçmiş Şeyleri Hatırlamak: Aby M.Warburg & Walter Benjamin
Sanat tarihçisi, kültür teorisyeni Aby M. Warburg ile edebiyat eleştirmeni, estetik teorisyeni, filozof W. Benjamin'in çalışmaları, on dokuzuncu yüzyılın sonundan Weimar Cumhuriyeti'nin bitimine kadar Almanya'da entelektüel yaşama egemen olan bir dizi zihinsel meşguliyetin önemli örnekleri olarak kabul edilir: modernitenin etkisi, geleneğin ve kültürel belleğin rolü, kültür tarih ve teorisinin doğası.
Geçmiş Şeyleri Hatırlamak, özel bir dikkati hak eden bu iki düşünürün geniş külliyatını bir arada ele alırken, mutlaka göz önünde tutulması gereken tarihsel ve felsefi bağlamı oluşturmayı, dönemin acil sorularına nasıl bir özgünlükle yaklaştıklarını ana hatlarıyla ortaya koymayı ve düşüncelerini daha kapsamlı bir biçimde karşılaştırmayı hedefliyor.
Benjamin ile ortak bir düşünsel zemini paylaşan Warburg hakkında Türkçedeki bu ilk kapsamlı çalışma, sanat ve kültür tarihi ile antropoloji alanlarına ilişkin özgün bir perspektif sunuyor.
“İnsanın soyoluşuyla ilgilenen bir Aydınlanmanın mirasçıları konumundaki bu iki düşünürün çalışmaları sürekli olarak bilişsel gelişim sorunu ve bu sorunun kültürel formların ardışıklığındaki tezahürü etrafında dönüp durur. Yine de ilerlemeye duyulan iyimser inancın aksine, her ikisi de, modernitenin modern öncesi çağın irrasyonelliğine karşı aklın kesin zaferi olarak görülmemesi gerektiğinin derinden farkındaydı.”
(Tanıtım Bülteninden)
Sanat tarihçisi, kültür teorisyeni Aby M. Warburg ile edebiyat eleştirmeni, estetik teorisyeni, filozof W. Benjamin'in çalışmaları, on dokuzuncu yüzyılın sonundan Weimar Cumhuriyeti'nin bitimine kadar Almanya'da entelektüel yaşama egemen olan bir dizi zihinsel meşguliyetin önemli örnekleri olarak kabul edilir: modernitenin etkisi, geleneğin ve kültürel belleğin rolü, kültür tarih ve teorisinin doğası.
Geçmiş Şeyleri Hatırlamak, özel bir dikkati hak eden bu iki düşünürün geniş külliyatını bir arada ele alırken, mutlaka göz önünde tutulması gereken tarihsel ve felsefi bağlamı oluşturmayı, dönemin acil sorularına nasıl bir özgünlükle yaklaştıklarını ana hatlarıyla ortaya koymayı ve düşüncelerini daha kapsamlı bir biçimde karşılaştırmayı hedefliyor.
Benjamin ile ortak bir düşünsel zemini paylaşan Warburg hakkında Türkçedeki bu ilk kapsamlı çalışma, sanat ve kültür tarihi ile antropoloji alanlarına ilişkin özgün bir perspektif sunuyor.
“İnsanın soyoluşuyla ilgilenen bir Aydınlanmanın mirasçıları konumundaki bu iki düşünürün çalışmaları sürekli olarak bilişsel gelişim sorunu ve bu sorunun kültürel formların ardışıklığındaki tezahürü etrafında dönüp durur. Yine de ilerlemeye duyulan iyimser inancın aksine, her ikisi de, modernitenin modern öncesi çağın irrasyonelliğine karşı aklın kesin zaferi olarak görülmemesi gerektiğinin derinden farkındaydı.”
(Tanıtım Bülteninden)