Çılgın Kuşlar Gibi Maria Yordanidu

Çılgın Kuşlar Gibi İskenderiye’den Atina’ya

"Milleti çılgın kuşlara çevirdiler, kahrolasıcalar, çılgın kuşlara." Klio hanım için kahrolasıcalar dediği bir yanda Kayzer, öbür yanda kendi gelini o Fransız kızıydı. Çünkü Kayzer savaşı başlatmış, kendi gelini ise o...
Kargo Ücreti: 75,00 TL
indirimli
75,00TL
Havale/EFT ile: 73,50TL
9789753444927
1188056
Çılgın Kuşlar Gibi İskenderiye’den Atina’ya
Çılgın Kuşlar Gibi İskenderiye’den Atina’ya
75.00

"Milleti çılgın kuşlara çevirdiler, kahrolasıcalar, çılgın kuşlara." Klio hanım için kahrolasıcalar dediği bir yanda Kayzer, öbür yanda kendi gelini o Fransız kızıydı. Çünkü Kayzer savaşı başlatmış, kendi gelini ise o yıllarda Anula'nın Rusya'da bulunmasına, savaş ve ayaklanma yüzünden orada hapis kalmasına, İstanbul'daki evine dönmeyi başarıncaya kadar anasından emdiği sütün burnundan gelmesine sebep olmuştu. Ve şimdi dönmüştü ama evi darmadağın, ninesi ölmüş, dayısının yazıhanesi kapanmış ve İstanbul Rus mültecileriyle dolmuş olduğuna göre ne yapsındı? Felaket. Ne yesinler? İş desen, nerde? ... İki oğlu var, ikisi de yurtdışında, Yohannesburg'da. 1914'de onları Türk ordusundan kaçırmıştı ve şimdi nah, Güney Afrika'dan mektuplarını almış ve onların yanına gitmeye hazırlanıyordu. Çılgın kuşlara çevirmişlerdi insanları; birisi dünyanın bir ucundaydı, öteki öbür ucunda. Eskiden millet böyle darmadağın olmazdı. Sonracıma, savaşlar şehirlerin içinde değil, dağlarda, ovalarda olurdu... ... "Evet bre. O zamanlar savaşlar, ordular nerede karşılaşırsa orada olurdu. Gökyüzünden milletin tepesine bomba atmazlardı. Milleti böyle kolay kolay evsiz bırakmazlardı."

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9789753444927
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
110
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1995-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

"Milleti çılgın kuşlara çevirdiler, kahrolasıcalar, çılgın kuşlara." Klio hanım için kahrolasıcalar dediği bir yanda Kayzer, öbür yanda kendi gelini o Fransız kızıydı. Çünkü Kayzer savaşı başlatmış, kendi gelini ise o yıllarda Anula'nın Rusya'da bulunmasına, savaş ve ayaklanma yüzünden orada hapis kalmasına, İstanbul'daki evine dönmeyi başarıncaya kadar anasından emdiği sütün burnundan gelmesine sebep olmuştu. Ve şimdi dönmüştü ama evi darmadağın, ninesi ölmüş, dayısının yazıhanesi kapanmış ve İstanbul Rus mültecileriyle dolmuş olduğuna göre ne yapsındı? Felaket. Ne yesinler? İş desen, nerde? ... İki oğlu var, ikisi de yurtdışında, Yohannesburg'da. 1914'de onları Türk ordusundan kaçırmıştı ve şimdi nah, Güney Afrika'dan mektuplarını almış ve onların yanına gitmeye hazırlanıyordu. Çılgın kuşlara çevirmişlerdi insanları; birisi dünyanın bir ucundaydı, öteki öbür ucunda. Eskiden millet böyle darmadağın olmazdı. Sonracıma, savaşlar şehirlerin içinde değil, dağlarda, ovalarda olurdu... ... "Evet bre. O zamanlar savaşlar, ordular nerede karşılaşırsa orada olurdu. Gökyüzünden milletin tepesine bomba atmazlardı. Milleti böyle kolay kolay evsiz bırakmazlardı."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat