Yakacık Mektupları Mahmut Yesari

Yakacık Mektupları

Pastoral bir tablonun uzak bir köşesinde bulunan Yakacık Sanatoryumu'nda, okuru acının içine çekmeden, yaşamak kaygısıyla yazılan mektuplar...Çocuk, cebinden çıkardığı mendille gözlerini kuruladı:“Sabahları iyi, hem çok iyi! Ama bu...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
57,60TL
Taksitli fiyat: 9 x 7,33TL
9786057488008
1152749
Yakacık Mektupları
Yakacık Mektupları
57.60

Pastoral bir tablonun uzak bir köşesinde bulunan Yakacık Sanatoryumu'nda, okuru acının içine çekmeden, yaşamak kaygısıyla yazılan mektuplar...


Çocuk, cebinden çıkardığı mendille gözlerini kuruladı:


“Sabahları iyi, hem çok iyi! Ama bu saatler yok mu? Bu saatler çok fena!”


Ertesi gün gelen bir cenaze otomobili, hasta arkadaşımın bir tek cılız çelenkle süslenmiş tabutunu, köyün mezarlığına götürdü.


Mahmut Yesari, Yakacık ve civarını öykülerin içinde eşsiz tablolar halinde önümüze serer. Dingin bir yürüyüşte okurunu da yanına alır. Bir yandan köylüyü, kahveciyi yazarken, bir yandan da sanatoryumda yatan küçük bir çocuğun bekleyişini bir “Akşam Garipliği” içinde fevkalade yalın, fevkalade dokunaklı şekilde aktarır.


Yakacık Mektupları'nda Yesari'nin bir başkasını tanıma çabasını, insanı ve onun geçmişini ele alışını görürüz. “Hasta Arkadaşım” öyküsünde hayalleri ciğerlerindeki çiçekler gibi solan ve belki hali, diğer koğuşlarda yatan hastaların ahvaline dair bir işaret olan genç kızla tanıştırır bizi.


Eğer baharda, yazın, yolunuz Yakacık'a düşerse, kır çiçeklerinden olsun, ehemmiyeti yok, bir demet çiçeği köyün mezarlığına atınız. O çiçekler, hasta arkadaşımı bulacaktır.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786057488008
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
128
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Pastoral bir tablonun uzak bir köşesinde bulunan Yakacık Sanatoryumu'nda, okuru acının içine çekmeden, yaşamak kaygısıyla yazılan mektuplar...


Çocuk, cebinden çıkardığı mendille gözlerini kuruladı:


“Sabahları iyi, hem çok iyi! Ama bu saatler yok mu? Bu saatler çok fena!”


Ertesi gün gelen bir cenaze otomobili, hasta arkadaşımın bir tek cılız çelenkle süslenmiş tabutunu, köyün mezarlığına götürdü.


Mahmut Yesari, Yakacık ve civarını öykülerin içinde eşsiz tablolar halinde önümüze serer. Dingin bir yürüyüşte okurunu da yanına alır. Bir yandan köylüyü, kahveciyi yazarken, bir yandan da sanatoryumda yatan küçük bir çocuğun bekleyişini bir “Akşam Garipliği” içinde fevkalade yalın, fevkalade dokunaklı şekilde aktarır.


Yakacık Mektupları'nda Yesari'nin bir başkasını tanıma çabasını, insanı ve onun geçmişini ele alışını görürüz. “Hasta Arkadaşım” öyküsünde hayalleri ciğerlerindeki çiçekler gibi solan ve belki hali, diğer koğuşlarda yatan hastaların ahvaline dair bir işaret olan genç kızla tanıştırır bizi.


Eğer baharda, yazın, yolunuz Yakacık'a düşerse, kır çiçeklerinden olsun, ehemmiyeti yok, bir demet çiçeği köyün mezarlığına atınız. O çiçekler, hasta arkadaşımı bulacaktır.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat