Çorlu Kent Tarihi
Çorlu Antik Çağ'dan günümüze, yaklaşık 4000 yıldır itibaren hiç ara vermeden yerleşim görmüş çeşitli uygarlıklara, halklara mekân olmuştur. Balkanlar coğrafyasındaki avantajlı konumu, Balkanlar'a giden önemliKarayollarının üzerinde bulunması Çorlu'yu hemen her devirde önemli kılan bir özelliğidir.
Ancak; İstanbul-Belgrat askeri yolu üzerinde bulunan Çorlu, dönem dönem stratejik bir önem kazanmış olmasına karşın, genel olarak ‘Küçük Kasaba' kimliğinden kurtulamamıştır.
19. yüzyılın son çeyreğinde bakımsız, sessiz, gelişmemiş bir şehir olan Çorlu; küçük bir kasaba iken dönemin koşulları ve bulunduğu yerin sağladığı olanaklar sonucu Cumhuriyet'le birlikte ekonomik, idari ve ticari açılardan gelişmiş, göçlerin de katkısıyla sosyal ve kültürel anlamda da değişime uğramıştır.
Bir kenti tanımanın en iyi yolu, kentin sokaklarını adım adım dolaşmak, her yönü ile kentin tadına varmak, anın keyfini çıkarmakla olur.
Kenti; Çingeneleri, çalgıcıları, işportacıları, seyyar satıcıları, sarhoşları, tinercileri, atık toplayıcıları, sınırlar ötesinden gelen göçmenleri, fahişeleri, sefaleti ve ihtişamıyla, her yönü ile duyumsamak gerekir. Ailesinin geçim sıkıntısını yaşayan emekçi sınıfları ve bulundukları konumun etkisiyle, topluma kendisine ve ailesine yabancılaşmış yöneticileri görmezden gelerek kenti tanımak mümkün değildir.
Eserimi yazarken; Çorlu'nun adı, coğrafi konumu, beşeri ve ekonomik durumu, Osmanlı öncesi dönemlerini, Osmanlı devrini ve Cumhuriyet dönemi gelişmelerini; sosyal, ekonomik ve siyasi yönlerini, yaşam biçimini, ticari hayat, kültürel gelişim, yerleşim, nüfus dağılımını, kent yaşamından örneklerle anlatarak, dünden bugüne bir köprü oluşturma niteliği taşımasını amaçladım.
Sadece şehrin değişimini değil, bu değişimle birlikte toplumun yok olan eski alışkanlıklarını; kasabanın her sınıf ve tabakadan insanıyla, Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Yahudi, Makedon, Tatar, Arnavut, Pomak ve Çingenelerini, kasabanın nüfusu, yerleşim yerleri ve ekonomik hayatını; kasabada insanların geçmişte nasıl yaşadığı, gündelik hayatlarının nasıl geçtiği, mekânı nasıl kullandıklarını ve konutlarını neye göre biçimlendirdikleri gibi konuları, farklı coğrafyalardan gelen, değişik kültürler, farklı duygular ve düşünceler, töreler, gelenekler, farklı yaşam tarzlarının yarattığı Çorlu kimliğini araştırıp anlatmaya çalıştım.
(Tanıtım Bülteninden)
Çorlu Antik Çağ'dan günümüze, yaklaşık 4000 yıldır itibaren hiç ara vermeden yerleşim görmüş çeşitli uygarlıklara, halklara mekân olmuştur. Balkanlar coğrafyasındaki avantajlı konumu, Balkanlar'a giden önemliKarayollarının üzerinde bulunması Çorlu'yu hemen her devirde önemli kılan bir özelliğidir.
Ancak; İstanbul-Belgrat askeri yolu üzerinde bulunan Çorlu, dönem dönem stratejik bir önem kazanmış olmasına karşın, genel olarak ‘Küçük Kasaba' kimliğinden kurtulamamıştır.
19. yüzyılın son çeyreğinde bakımsız, sessiz, gelişmemiş bir şehir olan Çorlu; küçük bir kasaba iken dönemin koşulları ve bulunduğu yerin sağladığı olanaklar sonucu Cumhuriyet'le birlikte ekonomik, idari ve ticari açılardan gelişmiş, göçlerin de katkısıyla sosyal ve kültürel anlamda da değişime uğramıştır.
Bir kenti tanımanın en iyi yolu, kentin sokaklarını adım adım dolaşmak, her yönü ile kentin tadına varmak, anın keyfini çıkarmakla olur.
Kenti; Çingeneleri, çalgıcıları, işportacıları, seyyar satıcıları, sarhoşları, tinercileri, atık toplayıcıları, sınırlar ötesinden gelen göçmenleri, fahişeleri, sefaleti ve ihtişamıyla, her yönü ile duyumsamak gerekir. Ailesinin geçim sıkıntısını yaşayan emekçi sınıfları ve bulundukları konumun etkisiyle, topluma kendisine ve ailesine yabancılaşmış yöneticileri görmezden gelerek kenti tanımak mümkün değildir.
Eserimi yazarken; Çorlu'nun adı, coğrafi konumu, beşeri ve ekonomik durumu, Osmanlı öncesi dönemlerini, Osmanlı devrini ve Cumhuriyet dönemi gelişmelerini; sosyal, ekonomik ve siyasi yönlerini, yaşam biçimini, ticari hayat, kültürel gelişim, yerleşim, nüfus dağılımını, kent yaşamından örneklerle anlatarak, dünden bugüne bir köprü oluşturma niteliği taşımasını amaçladım.
Sadece şehrin değişimini değil, bu değişimle birlikte toplumun yok olan eski alışkanlıklarını; kasabanın her sınıf ve tabakadan insanıyla, Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Yahudi, Makedon, Tatar, Arnavut, Pomak ve Çingenelerini, kasabanın nüfusu, yerleşim yerleri ve ekonomik hayatını; kasabada insanların geçmişte nasıl yaşadığı, gündelik hayatlarının nasıl geçtiği, mekânı nasıl kullandıklarını ve konutlarını neye göre biçimlendirdikleri gibi konuları, farklı coğrafyalardan gelen, değişik kültürler, farklı duygular ve düşünceler, töreler, gelenekler, farklı yaşam tarzlarının yarattığı Çorlu kimliğini araştırıp anlatmaya çalıştım.
(Tanıtım Bülteninden)