Dokuz Tepeli Levent Delibaltaoğlu

Dokuz Tepeli

"...Bir tatlı rüzgâr esti, rüzgârda dans eden parmaklarıyla adamın saçlarını okşadı: “Eyvallah, dost.” dedi. Orman yeniden canlandı: Bir beyaz kelebek mor bir yayla çiçeğine misafir oldu, çiçek ona tatlı ikramında bulundu. Bir...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
90,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 11,45TL
9786256465565
1264080
Dokuz Tepeli
Dokuz Tepeli
90.00

"...Bir tatlı rüzgâr esti, rüzgârda dans eden parmaklarıyla adamın saçlarını okşadı: “Eyvallah, dost.” dedi. Orman yeniden canlandı: Bir beyaz kelebek mor bir yayla çiçeğine misafir oldu, çiçek ona tatlı ikramında bulundu. Bir karınca yürüyüş kolu hep birlikte küçük salyangoza selam verirken salyangoz da üşenmeden her birine karşılık verdi. Karasinek ile kürklü bal arısı bir şeyler içmek için üzerinde çiğ taneleri bulunan bir eşek dikeninde buluştu, dertleşti. İki sevdalı uğur böceği el ele gözden uzak, küçük bir çam mantarının altına gitti, sevişti... Uzaklardan ağaç motorunun sesi geliyordu."
“Dokuz Tepeli”de Levent Delibaltaoğlu, ilk öykü kitabı “Tahta Araba”nın izinden gidiyor. Bu izler bazen çocukluğa, bazen ormana, bazen Karadeniz'in dumanlı yaylalarına uğruyor; bazen de yanı başımızda beliriyor.
Yazar, öykülerinde gözlem gücüne yöre insanının bakışını da ekliyor. Birey-doğa, birey-toplum, kadın-aile arasındaki çatışmaları yalın bir dille, kendine has üslûpla anlatıyor. Yerli yerinde kullanılan yöresel söyleyişler anlatıma içtenlik, doğallık katıyor. Mekân insan ilişkisine özlemi, kavgayı, umudu, kırgınlığı, gülümsemeyi, şaşkınlığı eklemeyi ihmal etmiyor. Böylece kahramanların bizlerden biri olduğu nahif öyküler çıkıyor ortaya.
Dokuz Tepeli'de kimi zaman öykünün evreninde, kimi zaman şiirin dizelerinde yol buluyor duygular.
Fatma Filiz Vural




(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786256465565
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
136
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

"...Bir tatlı rüzgâr esti, rüzgârda dans eden parmaklarıyla adamın saçlarını okşadı: “Eyvallah, dost.” dedi. Orman yeniden canlandı: Bir beyaz kelebek mor bir yayla çiçeğine misafir oldu, çiçek ona tatlı ikramında bulundu. Bir karınca yürüyüş kolu hep birlikte küçük salyangoza selam verirken salyangoz da üşenmeden her birine karşılık verdi. Karasinek ile kürklü bal arısı bir şeyler içmek için üzerinde çiğ taneleri bulunan bir eşek dikeninde buluştu, dertleşti. İki sevdalı uğur böceği el ele gözden uzak, küçük bir çam mantarının altına gitti, sevişti... Uzaklardan ağaç motorunun sesi geliyordu."
“Dokuz Tepeli”de Levent Delibaltaoğlu, ilk öykü kitabı “Tahta Araba”nın izinden gidiyor. Bu izler bazen çocukluğa, bazen ormana, bazen Karadeniz'in dumanlı yaylalarına uğruyor; bazen de yanı başımızda beliriyor.
Yazar, öykülerinde gözlem gücüne yöre insanının bakışını da ekliyor. Birey-doğa, birey-toplum, kadın-aile arasındaki çatışmaları yalın bir dille, kendine has üslûpla anlatıyor. Yerli yerinde kullanılan yöresel söyleyişler anlatıma içtenlik, doğallık katıyor. Mekân insan ilişkisine özlemi, kavgayı, umudu, kırgınlığı, gülümsemeyi, şaşkınlığı eklemeyi ihmal etmiyor. Böylece kahramanların bizlerden biri olduğu nahif öyküler çıkıyor ortaya.
Dokuz Tepeli'de kimi zaman öykünün evreninde, kimi zaman şiirin dizelerinde yol buluyor duygular.
Fatma Filiz Vural




(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat