Korkusuzlar: 1914-1923 - Uğur Dündar'ın Önsözüyle 1914-1923
Kerem Atılmaz bu eserinde Birinci Dünya Savaşı'ndan başlayıp Cumhuriyet'in ilanına kadar bir karış toprak uğruna, üstün millet bilinciyle kendi hayatlarından vazgeçerek hiçbir menfaat gözetmeksizin nesiller öncesinden bizleri düşünen, tarihe yön veren ama unutulan, bilinmeyen binlerce “Korkusuz” vatan evladından bazılarını bilinçli birey sorumluluğuyla okuyucuya hatırlatıyor.
Hayatı yaşama endişesiyle yüzleşmeye çalışırken kendi içindeki tutsaklığı bir kez bile sorgulamış olan herkes, geçmişten gelen özgürlüğün kutsal ruhunu tanımaya layıktır. Belki de ihtiyacımız olan asıl şey; yaşama yönelik farkındalığımızı yükselterek geçmişin sorumluluğunu almak ve geleceğe sağlam bir adımla başlamaktır. İyi tarih okumak iyi gelecek yazmaktır.
Kazanmak isteyen kendi tarihini öğrenmelidir ancak önemli olan tarihin aktarım biçimidir. Bu konuya çok büyük önem veren Atatürk, Türk tarihinin doğru kaynaklara dayandırılması ve bilimsel olarak araştırılması için 1931 yılında Türk Tarih Kurumu'nu kurmuştur. Mirasının büyük bir kısmını bu kuruma bağışlarken tarihe verdiği önemi bir kez daha şu sözüyle hatırlatmak istemiştir; “Türk evladı ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.''
(Tanıtım Bülteninden)
Kerem Atılmaz bu eserinde Birinci Dünya Savaşı'ndan başlayıp Cumhuriyet'in ilanına kadar bir karış toprak uğruna, üstün millet bilinciyle kendi hayatlarından vazgeçerek hiçbir menfaat gözetmeksizin nesiller öncesinden bizleri düşünen, tarihe yön veren ama unutulan, bilinmeyen binlerce “Korkusuz” vatan evladından bazılarını bilinçli birey sorumluluğuyla okuyucuya hatırlatıyor.
Hayatı yaşama endişesiyle yüzleşmeye çalışırken kendi içindeki tutsaklığı bir kez bile sorgulamış olan herkes, geçmişten gelen özgürlüğün kutsal ruhunu tanımaya layıktır. Belki de ihtiyacımız olan asıl şey; yaşama yönelik farkındalığımızı yükselterek geçmişin sorumluluğunu almak ve geleceğe sağlam bir adımla başlamaktır. İyi tarih okumak iyi gelecek yazmaktır.
Kazanmak isteyen kendi tarihini öğrenmelidir ancak önemli olan tarihin aktarım biçimidir. Bu konuya çok büyük önem veren Atatürk, Türk tarihinin doğru kaynaklara dayandırılması ve bilimsel olarak araştırılması için 1931 yılında Türk Tarih Kurumu'nu kurmuştur. Mirasının büyük bir kısmını bu kuruma bağışlarken tarihe verdiği önemi bir kez daha şu sözüyle hatırlatmak istemiştir; “Türk evladı ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.''
(Tanıtım Bülteninden)