Keloğlan Masalları
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde deve tellal pire berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bağda üzüm bekler, dereden odun yükler iken dünya âlem uykuda, ben dağda av bekler iken bir varmış bir yokmuş insanoğlu pek çokmuş...
O yalan bu yalan fili yuttu bir yılan. Yılan urgan yapraklar yorgan iken arı kaptan, sinek postacı iken karga padişah sivrisinek zurnacı iken, biz samandan börek satar, kârını cebimize atarken, memleketin birinde Keloğlan ile annesi yaşarmış. Keloğlan evde tembel tembel oturur, işe gitmezmiş. Annesi ona iş bulur, Keloğlan ertesi gün işten kaçarmış. Bir gün annesi:
“Kel oğlum! Evde biricik koyunumuz var. Biraz su kaynat, koyunun yünleri kirlenmiş. Sıcak suyla iyice yıka. Yünleri beyazlasın. Ben çarşıya alışverişe gidiyorum. Dönüşte koyunu yıkamazsan bu sopayı belinde parçalarım!” demiş.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde deve tellal pire berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bağda üzüm bekler, dereden odun yükler iken dünya âlem uykuda, ben dağda av bekler iken bir varmış bir yokmuş insanoğlu pek çokmuş...
O yalan bu yalan fili yuttu bir yılan. Yılan urgan yapraklar yorgan iken arı kaptan, sinek postacı iken karga padişah sivrisinek zurnacı iken, biz samandan börek satar, kârını cebimize atarken, memleketin birinde Keloğlan ile annesi yaşarmış. Keloğlan evde tembel tembel oturur, işe gitmezmiş. Annesi ona iş bulur, Keloğlan ertesi gün işten kaçarmış. Bir gün annesi:
“Kel oğlum! Evde biricik koyunumuz var. Biraz su kaynat, koyunun yünleri kirlenmiş. Sıcak suyla iyice yıka. Yünleri beyazlasın. Ben çarşıya alışverişe gidiyorum. Dönüşte koyunu yıkamazsan bu sopayı belinde parçalarım!” demiş.