Osmanlılar Karakoyunlular - Akkoyunlular Safeviler - Tarih-i Cihan - Ara
Bilge Kültür Sanat Yayınları olarak Safevî Tarihi Dizisinden bir eseri daha okuyucu ile buluşturmaktan kıvanç duyuyoruz. Eserin müellifi Kazvinli Kadı Ahmed Gaffârî, Şah İsmail ve Şah Tahmasb zamanında yaşamıştır. Gaffârî tıpkı kendinden önceki pek çok tarihçi gibi eserini insanlığın ortaya çıkışından başlatmış, çağdaş devletler ve siyasi oluşumlar hakkında bilgiler aktarmış, son olarak da Safevîlerin zuhurundan 1565 yılına kadar bu hanedanın tarihi hakkında kayda değer bilgiler vermiştir. Eser bu yönüyle küresel tarih kategorisinde değerlendirilebilir.
Gaffârî'nin eserini kıymetli yapan, Şah İsmail ve Şah Tahmasb dönemi ile ilgili değerlendirmeleridir. Çünkü o dönemin pek çok olayının canlı tanığı durumundadır. Eser sadece siyasi tarih statüsünde değildir, aynı zamanda dönemin askerî, sosyal, kültürel ve ekonomik yönlerine de değinmektedir. Gaffârî kendisinden sonra gelen tarihçilerin vazgeçilmez kaynaklarından birisidir. Bu eser Safevîler dışında Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlılara dair de pek çok kıymetli bilgiyi barındırmaktadır. Diğer Safevî tarih kaynakları gibi Timurlu tarih yazıcılığı ve yazım geleneğinin bir devamı niteliğindedir. Eser Herat tarih ekolünün bir parçası olarak kabul edilmelidir, zira Safevîlerin nevi şahsına münhasır bir tarih geleneğinin varlığı tartışmalı bir durumdur.
Bu kitap, Kızılbaş oymakları arasındaki çatışmaları, Kızılbaş-Tacik gerilimlerini, Safevî şehzadelerinin faaliyetlerini; Safevîlerin Akkoyunlular, Osmanlılar, Şirvanşahlar ve Özbeklerle savaşlarını; Şiî-Sünnî çatışmalarını anlama bakımından eşsiz bir kaynaktır. Ayrıca Kadı Ahmed Gaffârî Safevîlere sığınan Osmanlı Şehzadesi Bayezid'in Kazvin'deki serencâmını da en iyi bilen müelliflerden birisidir. Çünkü Şehzade Bayezid'in Şah Tahmasb tarafından Kazvin'de karşılanma törenini bir evin çatısından izlemiş, yaptığı müthiş betimlemelerle okuyucuya âdeta zaman tünelinde bir yolculuk yaptırmıştır.
Buket Gündüz tarafından tercüme edilen ve Namiq Musalı tarafından takdimi yapılan bu eserin Safevî tarihine ilgi duyan okuyucunun dikkatinden kaçmayacağı kanaatindeyim.
(Tanıtım Bülteninden)
Bilge Kültür Sanat Yayınları olarak Safevî Tarihi Dizisinden bir eseri daha okuyucu ile buluşturmaktan kıvanç duyuyoruz. Eserin müellifi Kazvinli Kadı Ahmed Gaffârî, Şah İsmail ve Şah Tahmasb zamanında yaşamıştır. Gaffârî tıpkı kendinden önceki pek çok tarihçi gibi eserini insanlığın ortaya çıkışından başlatmış, çağdaş devletler ve siyasi oluşumlar hakkında bilgiler aktarmış, son olarak da Safevîlerin zuhurundan 1565 yılına kadar bu hanedanın tarihi hakkında kayda değer bilgiler vermiştir. Eser bu yönüyle küresel tarih kategorisinde değerlendirilebilir.
Gaffârî'nin eserini kıymetli yapan, Şah İsmail ve Şah Tahmasb dönemi ile ilgili değerlendirmeleridir. Çünkü o dönemin pek çok olayının canlı tanığı durumundadır. Eser sadece siyasi tarih statüsünde değildir, aynı zamanda dönemin askerî, sosyal, kültürel ve ekonomik yönlerine de değinmektedir. Gaffârî kendisinden sonra gelen tarihçilerin vazgeçilmez kaynaklarından birisidir. Bu eser Safevîler dışında Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlılara dair de pek çok kıymetli bilgiyi barındırmaktadır. Diğer Safevî tarih kaynakları gibi Timurlu tarih yazıcılığı ve yazım geleneğinin bir devamı niteliğindedir. Eser Herat tarih ekolünün bir parçası olarak kabul edilmelidir, zira Safevîlerin nevi şahsına münhasır bir tarih geleneğinin varlığı tartışmalı bir durumdur.
Bu kitap, Kızılbaş oymakları arasındaki çatışmaları, Kızılbaş-Tacik gerilimlerini, Safevî şehzadelerinin faaliyetlerini; Safevîlerin Akkoyunlular, Osmanlılar, Şirvanşahlar ve Özbeklerle savaşlarını; Şiî-Sünnî çatışmalarını anlama bakımından eşsiz bir kaynaktır. Ayrıca Kadı Ahmed Gaffârî Safevîlere sığınan Osmanlı Şehzadesi Bayezid'in Kazvin'deki serencâmını da en iyi bilen müelliflerden birisidir. Çünkü Şehzade Bayezid'in Şah Tahmasb tarafından Kazvin'de karşılanma törenini bir evin çatısından izlemiş, yaptığı müthiş betimlemelerle okuyucuya âdeta zaman tünelinde bir yolculuk yaptırmıştır.
Buket Gündüz tarafından tercüme edilen ve Namiq Musalı tarafından takdimi yapılan bu eserin Safevî tarihine ilgi duyan okuyucunun dikkatinden kaçmayacağı kanaatindeyim.
(Tanıtım Bülteninden)