Heidi
İsviçre'nin güzel Mainfeld Kasabası'nın yanından bir keçi yolu dönerek yukarıya çıkar. Yukarı çıkıldıkça dağ çiçeklerinin kokusu havayı doldururdu. Sonra yol, dik bir yükselişle Alplere uzanır, giderdi.
Güneşli bir günün sabahında bir genç kadın, patika yolda dağa tırmanıyor; elinden tuttuğu çocuğu götürüyordu. Küçük kızın yanakları kırmızı, gözleri parlaktı. Üzerine iki elbise birden giydirilmiş, sanki kışmış gibi üstüne de kocaman, kırmızı bir şal sarılmıştı. Öyle ki çocuğun bedeni bir bohçaya benziyordu.
İsviçre'nin güzel Mainfeld Kasabası'nın yanından bir keçi yolu dönerek yukarıya çıkar. Yukarı çıkıldıkça dağ çiçeklerinin kokusu havayı doldururdu. Sonra yol, dik bir yükselişle Alplere uzanır, giderdi.
Güneşli bir günün sabahında bir genç kadın, patika yolda dağa tırmanıyor; elinden tuttuğu çocuğu götürüyordu. Küçük kızın yanakları kırmızı, gözleri parlaktı. Üzerine iki elbise birden giydirilmiş, sanki kışmış gibi üstüne de kocaman, kırmızı bir şal sarılmıştı. Öyle ki çocuğun bedeni bir bohçaya benziyordu.