Şatila'da Dört Saat
Eylül 1982... Şatila ve Sabra mülteci kamplarının kalbinde; cinayetin, hiçliğin, tozun toprağın ortasında geçen dört saat, dar sokakları istila etmiş cesetler ve sinekler...
Jean Genet, deliliğin sınırlarında gezinirken, tasnif edilmesi, parçalanıp yeniden birleştirilmesi olanaksız cümleleri bir araya getiriyor, derin kuyularda boğularak nefesi kesilen büyük utancı, bir katliamı, pis bir sırrı faş ediyor.
Geriye, Beyrut sokaklarına fısıltıyla yayılan kadim bir soru kalıyor: Kısa zamanda mı ölmeli yoksa sonsuzluk şarkısı mı söylemeli?
(Tanıtım Bülteninden)
Eylül 1982... Şatila ve Sabra mülteci kamplarının kalbinde; cinayetin, hiçliğin, tozun toprağın ortasında geçen dört saat, dar sokakları istila etmiş cesetler ve sinekler...
Jean Genet, deliliğin sınırlarında gezinirken, tasnif edilmesi, parçalanıp yeniden birleştirilmesi olanaksız cümleleri bir araya getiriyor, derin kuyularda boğularak nefesi kesilen büyük utancı, bir katliamı, pis bir sırrı faş ediyor.
Geriye, Beyrut sokaklarına fısıltıyla yayılan kadim bir soru kalıyor: Kısa zamanda mı ölmeli yoksa sonsuzluk şarkısı mı söylemeli?
(Tanıtım Bülteninden)