Saye-i Nar-ı Cüda
Gölgesi olmuş bir adamın bundan gayrı hayatında yine bir gölge olmasına da gerek yoktu zahir. Ama yine de ikisi de susmayı tercih etti.
Susmak; o da vaktiyle birçoğunun yaptığı “sus” fiilinden türeyen bir eylem. Çokları susarak vedalaştılar. Kimileri susmayı bile başaramadılar. Vakitsizlik dergâhından vakit olduran sevdaların, susarak vakti tükettiği bir zamansızlık. Hangi vakte esir kalmışsa o vakitte susmayı yeğlemiş bir avarelik rüzgârı. Şimdi susmanın vakti değildi belki ama konuşmak da fayda vermezdi. O da kendince günlerin, saatlerin yorgunu ama konuşmak yerine yazmayı bilmiş muharrir.
Mademki susmuştu, dili değil kelimeleri, cümleleri konuşsundu; varsın yine olsundu, kalem kâğıda anlatırdı olanı biteni. Yavaşça oturduğu yerden ayağa kalktı. Sustuğu dakikaları saymamıştı elbette…
(Tanıtım Bülteninden)
Gölgesi olmuş bir adamın bundan gayrı hayatında yine bir gölge olmasına da gerek yoktu zahir. Ama yine de ikisi de susmayı tercih etti.
Susmak; o da vaktiyle birçoğunun yaptığı “sus” fiilinden türeyen bir eylem. Çokları susarak vedalaştılar. Kimileri susmayı bile başaramadılar. Vakitsizlik dergâhından vakit olduran sevdaların, susarak vakti tükettiği bir zamansızlık. Hangi vakte esir kalmışsa o vakitte susmayı yeğlemiş bir avarelik rüzgârı. Şimdi susmanın vakti değildi belki ama konuşmak da fayda vermezdi. O da kendince günlerin, saatlerin yorgunu ama konuşmak yerine yazmayı bilmiş muharrir.
Mademki susmuştu, dili değil kelimeleri, cümleleri konuşsundu; varsın yine olsundu, kalem kâğıda anlatırdı olanı biteni. Yavaşça oturduğu yerden ayağa kalktı. Sustuğu dakikaları saymamıştı elbette…
(Tanıtım Bülteninden)