Modern Arapça Atasözleri ve Deyimlerin Almancaya Çevirisinde Kültürün Yeri
Atasözleri ve deyimler insanların tarihsel süreç içerisindeki deneyimlerinin dil aracılığı ile aktarımı olan sosyo-kültürel miraslardır. Konu olarak gündelik hayatta insanların karşılaşabileceği her şeyi tema olarak işleyen kısa ve öz yapıdaki nasihat verme amacıyla söylenen kalıplaşmış sözdizimleridir. Bu çalışma ayrı dil ailesine, dine ve kültüre sahip olan Arap dili ve kültürü ile Alman dili ve kültürünün mukayesesini esas alan ve bu çerçevede kültür odaklı metin çevirisine ehemmiyet veren bir karşılaştırmalı dilbilim ve kültür bilim çalışmasıdır. Çalışmanın genelinde Hami-Sami dil ailesine ve İslam inancına mensup olan Arapçanın, Hint-Avrupa dil ailesine ve Hristiyan inanca mensup olan Almancadan farklı dil ve din inancına sahip olsa bile aynı fikri iletileri ve imgeleri nasıl benzer bir şekilde kullanıp anlattıkları üzerinde durulmaktadır. Yani, ayrı ve farklı gibi görünen dillerin ve kültürlerin aynı ve benzer değerlere sahip çıkmaları üzerinde durulmuştur. Bu yönü ile çalışma, “öteki” ya da “diğer” olarak tanımlanan dillerin, dinlerin ve de kültürlerin “aynı” olabilme yönünü ispatlamaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)
Atasözleri ve deyimler insanların tarihsel süreç içerisindeki deneyimlerinin dil aracılığı ile aktarımı olan sosyo-kültürel miraslardır. Konu olarak gündelik hayatta insanların karşılaşabileceği her şeyi tema olarak işleyen kısa ve öz yapıdaki nasihat verme amacıyla söylenen kalıplaşmış sözdizimleridir. Bu çalışma ayrı dil ailesine, dine ve kültüre sahip olan Arap dili ve kültürü ile Alman dili ve kültürünün mukayesesini esas alan ve bu çerçevede kültür odaklı metin çevirisine ehemmiyet veren bir karşılaştırmalı dilbilim ve kültür bilim çalışmasıdır. Çalışmanın genelinde Hami-Sami dil ailesine ve İslam inancına mensup olan Arapçanın, Hint-Avrupa dil ailesine ve Hristiyan inanca mensup olan Almancadan farklı dil ve din inancına sahip olsa bile aynı fikri iletileri ve imgeleri nasıl benzer bir şekilde kullanıp anlattıkları üzerinde durulmaktadır. Yani, ayrı ve farklı gibi görünen dillerin ve kültürlerin aynı ve benzer değerlere sahip çıkmaları üzerinde durulmuştur. Bu yönü ile çalışma, “öteki” ya da “diğer” olarak tanımlanan dillerin, dinlerin ve de kültürlerin “aynı” olabilme yönünü ispatlamaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)