Güzel Mavrella
“Ada” romanı 2017'de Mendirek dergisi tarafından “Yılın Kitabı” seçilen, Homeros Ödüllü yazar Haluk Şahin bu kez de adada koronavirüs pandemisini anlatıyor. Hiç umulmadık bir anda ilan edilen karantina tüm adalıları kendileri, yaşam, dünya ve adanın geleceği konusunda hesaplaşmaya zorluyor.
“Güzel Mavrella” haber, yorum, söylenti, gerçek, uyduru ve imgelemin bir arada bulunduğu bir hibrit romandır. 2020 ilkbaharında, “Böyle oldu” demiyor, “Böyle de olabilirdi” diyor: Çünkü ada bir miniEVrendir, her şey oraya sığar.
Ve orada bütün yollar bağlara çıkar.
“Bozcaada'ya koronavirüslü iki Çinli turistin geldiğini, apar topar bir ambulans ile pandemi hastanesine kaldırıldığını, adada bir panik havası estiğini, feribot seferlerinin iptal edildiğini ve adanın karantinaya alındığını düşünün. Sonrasında adanın denizi, bağı, insanlarıyla sayfalarda kaybolup gidin.
Haluk Şahin, yeni romanında tüm dünyayı diken üstünde yaşamaya sevk eden bir virüsün adada yaşattığı hisleri, Erkan ve Jülide'nin ilişkilerine, karşı komşumuz Midilli'deki mültecilerin yaşamına dokunarak satırlarına taşıyor. Kurgusal akışın yanı sıra esinlenilen karakterler, gerçek insanlar ve adalıların bizzat yaşadığı büyülü doğa gerçekliğini aktaran betimlemelerle bezeli bu hibrit roman yaşanmakta olanı anlatan bir fotoğraf karesi adeta.
Gazeteci Erkan, Oya hanım, Ahmet bey, Gaffur baba, Tufan reis, Kosta, Apostol ve dahasının bir ada etrafında kesişen hikâyesi bu kitapla vücut buluyor.”
(Tanıtım Bülteninden)
“Ada” romanı 2017'de Mendirek dergisi tarafından “Yılın Kitabı” seçilen, Homeros Ödüllü yazar Haluk Şahin bu kez de adada koronavirüs pandemisini anlatıyor. Hiç umulmadık bir anda ilan edilen karantina tüm adalıları kendileri, yaşam, dünya ve adanın geleceği konusunda hesaplaşmaya zorluyor.
“Güzel Mavrella” haber, yorum, söylenti, gerçek, uyduru ve imgelemin bir arada bulunduğu bir hibrit romandır. 2020 ilkbaharında, “Böyle oldu” demiyor, “Böyle de olabilirdi” diyor: Çünkü ada bir miniEVrendir, her şey oraya sığar.
Ve orada bütün yollar bağlara çıkar.
“Bozcaada'ya koronavirüslü iki Çinli turistin geldiğini, apar topar bir ambulans ile pandemi hastanesine kaldırıldığını, adada bir panik havası estiğini, feribot seferlerinin iptal edildiğini ve adanın karantinaya alındığını düşünün. Sonrasında adanın denizi, bağı, insanlarıyla sayfalarda kaybolup gidin.
Haluk Şahin, yeni romanında tüm dünyayı diken üstünde yaşamaya sevk eden bir virüsün adada yaşattığı hisleri, Erkan ve Jülide'nin ilişkilerine, karşı komşumuz Midilli'deki mültecilerin yaşamına dokunarak satırlarına taşıyor. Kurgusal akışın yanı sıra esinlenilen karakterler, gerçek insanlar ve adalıların bizzat yaşadığı büyülü doğa gerçekliğini aktaran betimlemelerle bezeli bu hibrit roman yaşanmakta olanı anlatan bir fotoğraf karesi adeta.
Gazeteci Erkan, Oya hanım, Ahmet bey, Gaffur baba, Tufan reis, Kosta, Apostol ve dahasının bir ada etrafında kesişen hikâyesi bu kitapla vücut buluyor.”
(Tanıtım Bülteninden)
