Sensizliğin Sen Hali
Eski günlerden kalma bir sızıyı inliyor zaman. Eski günlerden kalma bir yarayı kanıyor an be an. Yine gecenin koynuna aldığı bir acizim ben. Yine gecenin yüreğine ok gibi saplanan bir sancıyım. Uykusuzluk gözbebeklerimde, doğup büyüdüğüm bu mekânda sanki bir yabancıyım.
Hava çok soğuk… İstanbul'a kar yağıyor yine. Çok uzaklardan martıların çığlığı üşüşüyor kulaklarıma. Çok uzaklardan dalgaların kıyının yanaklarına savurduğu tokat sesleri… Ve rötarlı vapurların öksürük krizleri… Ve çok uzaklardan göz kırpan deniz fenerinin işveli sataşması…
Hava soğuk… İstanbul'a kar yağıyor yine. Yüreğime kar yağıyor. Uykudan arınmış bir gecenin en berrak halindeyim. Uykunun ellerinden koparılıp alınmış bir mahaldeyim. Gece buğulu, gece arsız, gece vicdansız… Gırtlağıma sarılmış bırakmıyor yakamı.
(Tanıtım Bülteninden)
Eski günlerden kalma bir sızıyı inliyor zaman. Eski günlerden kalma bir yarayı kanıyor an be an. Yine gecenin koynuna aldığı bir acizim ben. Yine gecenin yüreğine ok gibi saplanan bir sancıyım. Uykusuzluk gözbebeklerimde, doğup büyüdüğüm bu mekânda sanki bir yabancıyım.
Hava çok soğuk… İstanbul'a kar yağıyor yine. Çok uzaklardan martıların çığlığı üşüşüyor kulaklarıma. Çok uzaklardan dalgaların kıyının yanaklarına savurduğu tokat sesleri… Ve rötarlı vapurların öksürük krizleri… Ve çok uzaklardan göz kırpan deniz fenerinin işveli sataşması…
Hava soğuk… İstanbul'a kar yağıyor yine. Yüreğime kar yağıyor. Uykudan arınmış bir gecenin en berrak halindeyim. Uykunun ellerinden koparılıp alınmış bir mahaldeyim. Gece buğulu, gece arsız, gece vicdansız… Gırtlağıma sarılmış bırakmıyor yakamı.
(Tanıtım Bülteninden)