Kesin Döneceksiniz
Kesin Döneceksiniz kısa ve yoğun, dramatik ve olağanüstü bir hikâye. Bu hikâyede eski bir edebiyat doçenti Refik Çavuş'un işsiz geçen seksen yılına ve bir gününe şahitlik ediyoruz. Novellalarda çoğu kez rastladığımız gibi burada da tecrit edilmiş, dışlanmış ve iletişimsizlik nedeniyle acı çeken yalnız bir kahramanımız var. Refik Çavuş'un hayatındaki belirsizlik ve öngörülemezlik o kadar had safhada ki okur giderek artan bir gerilimin girdabı içine çekiliyor. Nitekim öyle bir an geliyor ki hiçbir şey artık eskisi gibi olmuyor.
Yıllardır kendi hayatını bir pencereden izleyen Refik Çavuş, tamı tamına seksen yıl ve bir gün süren bir bekleyişten sonra nihayet özgürleşiyor. Kesin Döneceksiniz bu anlamda bilinmezliğin prangalarından kurtulan bir adamın özgürleşme hikâyesi.
Gökhan Yavuz Demir, trajik ve sarsıcı bir anlatımı mizahla birleştirirken, zamanın rölativitesiyle oynamaktan da kaçınmıyor.
“Don Quijote Türk edebiyatında, belki dünya edebiyatında da, daha önce hiç bu kadar doğru işlevle kullanılmadı.”
Selahattin Özpalabıyıklar
(Tanıtım Bülteninden)
Kesin Döneceksiniz kısa ve yoğun, dramatik ve olağanüstü bir hikâye. Bu hikâyede eski bir edebiyat doçenti Refik Çavuş'un işsiz geçen seksen yılına ve bir gününe şahitlik ediyoruz. Novellalarda çoğu kez rastladığımız gibi burada da tecrit edilmiş, dışlanmış ve iletişimsizlik nedeniyle acı çeken yalnız bir kahramanımız var. Refik Çavuş'un hayatındaki belirsizlik ve öngörülemezlik o kadar had safhada ki okur giderek artan bir gerilimin girdabı içine çekiliyor. Nitekim öyle bir an geliyor ki hiçbir şey artık eskisi gibi olmuyor.
Yıllardır kendi hayatını bir pencereden izleyen Refik Çavuş, tamı tamına seksen yıl ve bir gün süren bir bekleyişten sonra nihayet özgürleşiyor. Kesin Döneceksiniz bu anlamda bilinmezliğin prangalarından kurtulan bir adamın özgürleşme hikâyesi.
Gökhan Yavuz Demir, trajik ve sarsıcı bir anlatımı mizahla birleştirirken, zamanın rölativitesiyle oynamaktan da kaçınmıyor.
“Don Quijote Türk edebiyatında, belki dünya edebiyatında da, daha önce hiç bu kadar doğru işlevle kullanılmadı.”
Selahattin Özpalabıyıklar
(Tanıtım Bülteninden)