Boço Beg Faruk Albay

Boço Beg

Gece avından dönen puhu kuşunun tok tonundaki kısa kısa ötüşü duyuluyordu. Posof İl Begi sırtını, içi malakari süslemeli Beg konağının Horasan harcıyla işlenmiş kuzey yöne bakan duvarının dış yüzüne sekiledi, ayaklarını öne...
Kargo Ücreti: 75,00 TL
indirimli
45,50TL
Havale/EFT ile: 44,59TL
9786059688833
953643
Boço Beg
Boço Beg
45.50

Gece avından dönen puhu kuşunun tok tonundaki kısa kısa ötüşü duyuluyordu. Posof İl Begi sırtını, içi malakari süslemeli Beg konağının Horasan harcıyla işlenmiş kuzey yöne bakan duvarının dış yüzüne sekiledi, ayaklarını öne uzatarak oturdu. Yüzü Caksu vadisinden yana dönüktü. Beg, gece karanlığının taşıdığı sessizliğin arasına karışmıştı. Sırtını dayadığı duvarın dibinde sessiz, hareketsiz ve şekilsiz kara külçe gibi duruyordu. Uzuvları oldukça sakindi, başı öne eğikti, huşu tarzı bir duruş sergiliyordu. Aşağılarda kalan vadinin tabanından geçen çayın ve şafak vaktine doğru ortaya çıkan sazak yelinin müşterek uğultuların çıkardığı sağır sesleri dinliyordu. Tül renginde tiril tiril titreyen ipiltiler iniyordu karşı yamaçlara. Gittikçe yüzü genişleyen gökyüzünün altında Ilgar Dağı’nın doruk yerleri gözüküyordu. Tam da oralarda, en yukarılarda kalan yüksek tepelerin gökyüzünün boşluğuna dokunan yerlerinde sarımsı, oval, taptaze ışıltılar peydahlanmaya başlamıştı.

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786059688833
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Gece avından dönen puhu kuşunun tok tonundaki kısa kısa ötüşü duyuluyordu. Posof İl Begi sırtını, içi malakari süslemeli Beg konağının Horasan harcıyla işlenmiş kuzey yöne bakan duvarının dış yüzüne sekiledi, ayaklarını öne uzatarak oturdu. Yüzü Caksu vadisinden yana dönüktü. Beg, gece karanlığının taşıdığı sessizliğin arasına karışmıştı. Sırtını dayadığı duvarın dibinde sessiz, hareketsiz ve şekilsiz kara külçe gibi duruyordu. Uzuvları oldukça sakindi, başı öne eğikti, huşu tarzı bir duruş sergiliyordu. Aşağılarda kalan vadinin tabanından geçen çayın ve şafak vaktine doğru ortaya çıkan sazak yelinin müşterek uğultuların çıkardığı sağır sesleri dinliyordu. Tül renginde tiril tiril titreyen ipiltiler iniyordu karşı yamaçlara. Gittikçe yüzü genişleyen gökyüzünün altında Ilgar Dağı’nın doruk yerleri gözüküyordu. Tam da oralarda, en yukarılarda kalan yüksek tepelerin gökyüzünün boşluğuna dokunan yerlerinde sarımsı, oval, taptaze ışıltılar peydahlanmaya başlamıştı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat