Hiçlik Defteri 2 Tanrı ile Dans Etmek - Gebe Kalan Kışın Çocuğu - Kuş Kızlar
Anılarımızın bir güncesini tutmamız gerekir; gönül güncesi, can gölgesinde hiçlik defterine yazılır. Çabamız, hiçlik defterine yazılanları okuma uğraşı olarak algılanmalıdır. Varlığa gelen her şey, yani hayvan, ağaç,...
9789758612512
535357
https://www.kitapzen.com/esat-korkmaz/hiclik-defteri-2.htm
Hiçlik Defteri 2 Tanrı ile Dans Etmek - Gebe Kalan Kışın Çocuğu - Kuş Kızlar
65.70
Anılarımızın bir güncesini tutmamız gerekir; gönül güncesi, can gölgesinde hiçlik defterine yazılır. Çabamız, hiçlik defterine yazılanları okuma uğraşı olarak algılanmalıdır.
Varlığa gelen her şey, yani hayvan, ağaç, taş-toprak, su-rüzgâr, doğal olarak insan da kendi öyküsünü anlatmanın-yazmanın hayalini kurar; bunu bir ölçüde başarır da. Demek ki her şey bir öykü kitabıdır; bir anı defteri ya da güncedir. İnsan söz konusu olduğunda o bir gönül defteridir ya da gönül güncesidir. İnsan okunacak en büyük kitaptır, derken gönül defterinde yazılanlar anlatılmak istenir.
Bedene davranmak, bedene girmek anlamını taşır; bunu da hiçlik diye tanımladığımız içimizi "nesnelleştirmeden" yapamayız. Nesnelleştirme işini gerçekleştirdiğimizde bedenimize girebilecek en uygun noktayı saptamış oluruz: O noktadan kendimize dokunduğumuzda bedenimiz kapısını bize açar; gireriz kendimiz kendi içimize ve bir güzel sevişiriz kendimizle; insana özgü sesler çıkmaya başlar; bu sesler, bizim sevişme seslerimizdir. Sesleri çözdüğümüzde bunun bilme kültürünün değil, değiştirme kültürünün bir parçası olduğunu hemen anlarız.
Sayfa Sayısı: 176
Baskı Yılı: 2009
Dili: Türkçe
Yayınevi: Anahtar Kitaplar
Kitabın Özellikleri
Boyut:
13.50x13.50
Sayfa Sayısı:
176
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Anılarımızın bir güncesini tutmamız gerekir; gönül güncesi, can gölgesinde hiçlik defterine yazılır. Çabamız, hiçlik defterine yazılanları okuma uğraşı olarak algılanmalıdır.
Varlığa gelen her şey, yani hayvan, ağaç, taş-toprak, su-rüzgâr, doğal olarak insan da kendi öyküsünü anlatmanın-yazmanın hayalini kurar; bunu bir ölçüde başarır da. Demek ki her şey bir öykü kitabıdır; bir anı defteri ya da güncedir. İnsan söz konusu olduğunda o bir gönül defteridir ya da gönül güncesidir. İnsan okunacak en büyük kitaptır, derken gönül defterinde yazılanlar anlatılmak istenir.
Bedene davranmak, bedene girmek anlamını taşır; bunu da hiçlik diye tanımladığımız içimizi "nesnelleştirmeden" yapamayız. Nesnelleştirme işini gerçekleştirdiğimizde bedenimize girebilecek en uygun noktayı saptamış oluruz: O noktadan kendimize dokunduğumuzda bedenimiz kapısını bize açar; gireriz kendimiz kendi içimize ve bir güzel sevişiriz kendimizle; insana özgü sesler çıkmaya başlar; bu sesler, bizim sevişme seslerimizdir. Sesleri çözdüğümüzde bunun bilme kültürünün değil, değiştirme kültürünün bir parçası olduğunu hemen anlarız.
Sayfa Sayısı: 176
Baskı Yılı: 2009
Dili: Türkçe
Yayınevi: Anahtar Kitaplar
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.