Herze ve Tedvir
2023 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'ne değer görülen Eris İnal, dil işçiliğiyle, konu çeşitliliğiyle dikkat çeken genç bir yazar. Olayları adeta bir kameranın hızıyla kavrayan, akıcı, yalın bir dili var. İç dünyaya dair uzun betimlemelere girişmiyor ama sadece bir olay anlatıcısı da değil. Basit çağrışımları yeni anlamlarla donatarak olaylar, insanlar arasında sağlam köprüler kuruyor. Gerçeği başka bir düzleme taşıyarak yeniden biçimlendiriyor.
Herze ve Tedvir birbirini doğuran, ortak bazı simgeler etrafında katman katman açılan öykülerden oluşuyor. Kitabın “Herze” adlı ilk bölümünde gerçekçi, “Tedvir” adlı ikinci bölümünde ise masalsı öyküler ağırlıkta denebilir ama İnal ne yazarsa yazsın aslında günümüzün yersizyurtsuz insanının kendine kurduğu yeni dünyanın peşinde ve bu dünyada hayal ürünü şeyler günlük hayatın şiddetine direniyor.
“Konuşmak ateşin harını alır. Biliyorsun yazının imsiz kurallarını ve bilmeyenlere acıyorsun. Kibir bir yerde kolun gibi, gömleğin içinde eğreti dursa da onsuz yapamıyorsun.
Kibrini ve kolunu toparlayıp ustalıkla sardın, hazırsın. Elindeki ufacık kopya kâğıdı, sırtını sıvazlanmış hissettiren, anlamını yitirmiş başlıklarla dolu. Üzerinde, bembeyaz gömleğin tiril tiril kumaşı her şeye olanak tanır gibi. Bu akşam şöyle de olabilir, böyle de. Bu kişi de olabilirsin, bir başkası da.”
(Tanıtım Bülteninden)
2023 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'ne değer görülen Eris İnal, dil işçiliğiyle, konu çeşitliliğiyle dikkat çeken genç bir yazar. Olayları adeta bir kameranın hızıyla kavrayan, akıcı, yalın bir dili var. İç dünyaya dair uzun betimlemelere girişmiyor ama sadece bir olay anlatıcısı da değil. Basit çağrışımları yeni anlamlarla donatarak olaylar, insanlar arasında sağlam köprüler kuruyor. Gerçeği başka bir düzleme taşıyarak yeniden biçimlendiriyor.
Herze ve Tedvir birbirini doğuran, ortak bazı simgeler etrafında katman katman açılan öykülerden oluşuyor. Kitabın “Herze” adlı ilk bölümünde gerçekçi, “Tedvir” adlı ikinci bölümünde ise masalsı öyküler ağırlıkta denebilir ama İnal ne yazarsa yazsın aslında günümüzün yersizyurtsuz insanının kendine kurduğu yeni dünyanın peşinde ve bu dünyada hayal ürünü şeyler günlük hayatın şiddetine direniyor.
“Konuşmak ateşin harını alır. Biliyorsun yazının imsiz kurallarını ve bilmeyenlere acıyorsun. Kibir bir yerde kolun gibi, gömleğin içinde eğreti dursa da onsuz yapamıyorsun.
Kibrini ve kolunu toparlayıp ustalıkla sardın, hazırsın. Elindeki ufacık kopya kâğıdı, sırtını sıvazlanmış hissettiren, anlamını yitirmiş başlıklarla dolu. Üzerinde, bembeyaz gömleğin tiril tiril kumaşı her şeye olanak tanır gibi. Bu akşam şöyle de olabilir, böyle de. Bu kişi de olabilirsin, bir başkası da.”
(Tanıtım Bülteninden)