Ölümde Hayat Var - İleri Yetişkinlikte Ölüm ve Yas Elif Özdemir

Ölümde Hayat Var - İleri Yetişkinlikte Ölüm ve Yas

Ölüm, doğumun içindedir. Bize ömür olarak verilen sürenin saniyeleri doğduğumuz andan itibaren başlamıştır. Dakikalar, saatler, günler, haftalar, yıllar derken; gün gelecek, zaman bitecek ve aldığımız sınırlı sayıda nefesin son...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
45,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 5,73TL
9786057934039
1207341
Ölümde Hayat Var - İleri Yetişkinlikte Ölüm ve Yas
Ölümde Hayat Var - İleri Yetişkinlikte Ölüm ve Yas
45.00

Ölüm, doğumun içindedir. Bize ömür olarak verilen sürenin saniyeleri doğduğumuz andan itibaren başlamıştır. Dakikalar, saatler, günler, haftalar, yıllar derken; gün gelecek, zaman bitecek ve aldığımız sınırlı sayıda nefesin son demlerini kullanacağız. Öte yandan doğumla birlikte biyolojik olarak hücrelerimiz ölmeye ve yenileri oluşmaya başlar. İşte bu yüzden biz farkında olmasak da ölüm her an bizimle beraberdir.


Geride kalan zamanlara mı yanalım, giden gençliğimize mi, yavaş yavaş bizi terk eden sağlığımıza mı? Yoksa henüz yaşanmamış yılları nasıl umarsızca tüketeceğimize mi? Doğduk; büyüyüp geliştik; genç olduk, bulutların üstünde dolaştık; bize güven veren yetişkinliği yaşadık; yavaş yavaş canlılığımızı, diriliğimizi yitirmeye başladık ve nihayet yaşlandık… Ömür bitmek üzere, gidecek başka yer yok. Ölüm soğuk kucağını açmış, bizi bekliyor. İstesek de istemesek de ayaklarımız bizi ona sürükleyecek.


Geriye dönüp baktığımızda, ne kadar da çabuk bitmiş koskoca dediğimiz o ömür.


Meğer o koskoca değilmiş, biz öyle sanmışız. Dünya yalanmış ve biz o yalanın içinden geçip giderken, ne kadar doğruyu bulmuşuz? Varoluşumuzun, bu dünyaya gelişimizin maksadı ne? Bunu ne kadar anlayabildik ve hayatımızı ne kadar anlamlı kılabildik?



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786057934039
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
104
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

Ölüm, doğumun içindedir. Bize ömür olarak verilen sürenin saniyeleri doğduğumuz andan itibaren başlamıştır. Dakikalar, saatler, günler, haftalar, yıllar derken; gün gelecek, zaman bitecek ve aldığımız sınırlı sayıda nefesin son demlerini kullanacağız. Öte yandan doğumla birlikte biyolojik olarak hücrelerimiz ölmeye ve yenileri oluşmaya başlar. İşte bu yüzden biz farkında olmasak da ölüm her an bizimle beraberdir.


Geride kalan zamanlara mı yanalım, giden gençliğimize mi, yavaş yavaş bizi terk eden sağlığımıza mı? Yoksa henüz yaşanmamış yılları nasıl umarsızca tüketeceğimize mi? Doğduk; büyüyüp geliştik; genç olduk, bulutların üstünde dolaştık; bize güven veren yetişkinliği yaşadık; yavaş yavaş canlılığımızı, diriliğimizi yitirmeye başladık ve nihayet yaşlandık… Ömür bitmek üzere, gidecek başka yer yok. Ölüm soğuk kucağını açmış, bizi bekliyor. İstesek de istemesek de ayaklarımız bizi ona sürükleyecek.


Geriye dönüp baktığımızda, ne kadar da çabuk bitmiş koskoca dediğimiz o ömür.


Meğer o koskoca değilmiş, biz öyle sanmışız. Dünya yalanmış ve biz o yalanın içinden geçip giderken, ne kadar doğruyu bulmuşuz? Varoluşumuzun, bu dünyaya gelişimizin maksadı ne? Bunu ne kadar anlayabildik ve hayatımızı ne kadar anlamlı kılabildik?



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat