Dünyanın Bekleme Salonu ya da Bulanık Ece Yumuşakkaya

Dünyanın Bekleme Salonu ya da Bulanık

“Şimdi arkasından gelen ani bir rüzgâr esintisiyle istemsizce arkasına dönmüştü ve karşısında, gecenin karanlığının hükmedemediği tek nokta olan ışığın altına denk gelen merdivenin ilk basamağında, onu gördü. Karşısında,...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
86,40TL
Taksitli fiyat: 9 x 10,99TL
9786256656819
1285219
Dünyanın Bekleme Salonu ya da Bulanık
Dünyanın Bekleme Salonu ya da Bulanık
86.40

“Şimdi arkasından gelen ani bir rüzgâr esintisiyle istemsizce arkasına dönmüştü ve karşısında, gecenin karanlığının hükmedemediği tek nokta olan ışığın altına denk gelen merdivenin ilk basamağında, onu gördü. Karşısında, capcanlı, rengârenk ve apaydınlık bir şekilde parlayan onu… Kendisini… Evet, bu kadın kendisiydi. Yani kendisi gibi görünen bir başka kendisiydi çünkü aslında aynı da değillerdi. Belki aynı kişiydiler ama aynı değildiler. Bu, kendisi olan diğer kadın, garip, ürpertici bir enerji yayıyordu etrafına… Ya da ona… Sanki ondan daha aydınlıktı, saklanmaya ihtiyaç duymazdı. Kendisi ise şu anda da olduğu gibi her zaman gölgelerde saklanırdı, gölgelerde yaşardı, gölge gibi yaşardı, hatta onun kendisi gölgeydi.”



Ece Yumuşakkaya, öykülerinin sınırlarını gerçekliğin ardına sarkıtarak, seçtiği kahramanların gerçekçi bir tasvirini yapıyor. İnsanın duygu dünyasının derinlerine inip zaman zaman kendi varlığını sorgulatıyor okura. Onları, gerçek mi yoksa sanrı mı olduğundan emin olunamayacak olaylar ve benlik algısında sapmalar, travmalar ve hatta kişilik bozuklukları çevresinde dolanan karakterleriyle alternatif bir dünyaya davet ediyor.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786256656819
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
96
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

“Şimdi arkasından gelen ani bir rüzgâr esintisiyle istemsizce arkasına dönmüştü ve karşısında, gecenin karanlığının hükmedemediği tek nokta olan ışığın altına denk gelen merdivenin ilk basamağında, onu gördü. Karşısında, capcanlı, rengârenk ve apaydınlık bir şekilde parlayan onu… Kendisini… Evet, bu kadın kendisiydi. Yani kendisi gibi görünen bir başka kendisiydi çünkü aslında aynı da değillerdi. Belki aynı kişiydiler ama aynı değildiler. Bu, kendisi olan diğer kadın, garip, ürpertici bir enerji yayıyordu etrafına… Ya da ona… Sanki ondan daha aydınlıktı, saklanmaya ihtiyaç duymazdı. Kendisi ise şu anda da olduğu gibi her zaman gölgelerde saklanırdı, gölgelerde yaşardı, gölge gibi yaşardı, hatta onun kendisi gölgeydi.”



Ece Yumuşakkaya, öykülerinin sınırlarını gerçekliğin ardına sarkıtarak, seçtiği kahramanların gerçekçi bir tasvirini yapıyor. İnsanın duygu dünyasının derinlerine inip zaman zaman kendi varlığını sorgulatıyor okura. Onları, gerçek mi yoksa sanrı mı olduğundan emin olunamayacak olaylar ve benlik algısında sapmalar, travmalar ve hatta kişilik bozuklukları çevresinde dolanan karakterleriyle alternatif bir dünyaya davet ediyor.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat