Sihrin Kovulmuş Melekleri
Kocam sevdiğimi öldürdü. Ben kocamı öldürdü. Torunum sevdiğini öldürecek. Bu kuyu benim kanımın laneti. Zühre'nin yolu artık. Parlayan bir yıldız olmak istiyorsan hayalleri yok etmelisin. Harut ve Marut madem sevdiğimi aldı benden, bende onlarla hazzı yok edeceğim.
Ben Ninva, aşkın celladı, Zühre'nin torunu Ninva'nın babaannesi.”
Ece Özbaş, hiç yazılmamış fısıltılarla konuşulan bir konuyu gün yüzüne çıkarırken, okuru ucu bilgeliğe varan şaşırtıcı ve sihirli bir yolculuğa çıkarıyor.
“Ece Özbaş'ın kitabını ele aldım ve düşündüm,şuan,sıradan bir dünyada,sıradan bir güne başlamak üzereydim.Karşımda İzmir ve deniz… Birkaç sayfa okuduktan sonra kitabın tuhaf girdabı beni,aşkın,intikamın ve tutkunun dünyasına,tüm büyülerin gizemine birden çekiverdi. Sanki başka bir insandım artık. Satırlardan kurtulamayarak kitabın içinde koşmaya başladım.”
Nazlı Eray/Yazar
Sihrin Kovulmuş Melekleri, yüzyıllara uzanan bir hikayenin uzantısı. Kur'an'da adı Harut ve Marut, Sümerlerde Dumuzi ve Enkimdu, Hintlerde Saraswati ve Amrita, Ermenilerde Hawrot ve Mawrot olan, insanlara büyüyü öğreten meleklerin ve Süryani bir ailenin şaşırtıcı bir hikayesi… Çok konuşulmayan, geride tutulan bir mitolojinin eşliğinde sarsıcı bir aşkın soluklarını hissedeceğiniz bir eser…
“Aşk benim cehennemim, içinden çıkamadığım hapishanem. Bir gardiyanım olsa kandırıp çıkacağım, ama bu kuyuda yapayalnızım. Burası Zühre'nin laneti, Süleyman'dan mührü çalan şeytanların kuyusu, burası aşk cehennemi. Harut ve Marut'un hüznünde günahlarımın bedelini ödüyorum.
(Tanıtım Bülteninden)
Kocam sevdiğimi öldürdü. Ben kocamı öldürdü. Torunum sevdiğini öldürecek. Bu kuyu benim kanımın laneti. Zühre'nin yolu artık. Parlayan bir yıldız olmak istiyorsan hayalleri yok etmelisin. Harut ve Marut madem sevdiğimi aldı benden, bende onlarla hazzı yok edeceğim.
Ben Ninva, aşkın celladı, Zühre'nin torunu Ninva'nın babaannesi.”
Ece Özbaş, hiç yazılmamış fısıltılarla konuşulan bir konuyu gün yüzüne çıkarırken, okuru ucu bilgeliğe varan şaşırtıcı ve sihirli bir yolculuğa çıkarıyor.
“Ece Özbaş'ın kitabını ele aldım ve düşündüm,şuan,sıradan bir dünyada,sıradan bir güne başlamak üzereydim.Karşımda İzmir ve deniz… Birkaç sayfa okuduktan sonra kitabın tuhaf girdabı beni,aşkın,intikamın ve tutkunun dünyasına,tüm büyülerin gizemine birden çekiverdi. Sanki başka bir insandım artık. Satırlardan kurtulamayarak kitabın içinde koşmaya başladım.”
Nazlı Eray/Yazar
Sihrin Kovulmuş Melekleri, yüzyıllara uzanan bir hikayenin uzantısı. Kur'an'da adı Harut ve Marut, Sümerlerde Dumuzi ve Enkimdu, Hintlerde Saraswati ve Amrita, Ermenilerde Hawrot ve Mawrot olan, insanlara büyüyü öğreten meleklerin ve Süryani bir ailenin şaşırtıcı bir hikayesi… Çok konuşulmayan, geride tutulan bir mitolojinin eşliğinde sarsıcı bir aşkın soluklarını hissedeceğiniz bir eser…
“Aşk benim cehennemim, içinden çıkamadığım hapishanem. Bir gardiyanım olsa kandırıp çıkacağım, ama bu kuyuda yapayalnızım. Burası Zühre'nin laneti, Süleyman'dan mührü çalan şeytanların kuyusu, burası aşk cehennemi. Harut ve Marut'un hüznünde günahlarımın bedelini ödüyorum.
(Tanıtım Bülteninden)