Zamansal Macera - Hadisevi Hermeneutiği Tanıtan Üç Makale
Elinizdeki kitap, yirminci yüzyıla kadar felsefe tarihinde çok da önemsenmeyen, kenarda bırakılan hadise meselesine derin bir yaklaşım sunar. Beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan, âniden başa gelen, vukuundan sonra farkına vardığımız, öznelliğin tahakküm edemediği, bizi sarsan ve dünyamızı yeni baştan kuran hadiseler… Geçmişte genellikle nesne veya olgu kategorilerinde düşünülmüş ve bu şekilde kendilerine özgü fenomenlikleri yok sayılmıştır. Son yüzyılda Nietzsche ile başlayarak birçok düşünürün elinde çağdaş felsefenin asli bir konusu haline gelen hadise, ayrıca tarih ve antropoloji gibi beşerî bilimlerin de temel mevzularından birisi olmuştur. Claude Romano'nun eserleriyle fenomenolojinin merkezinde de önemli bir yer tutmaya başlamıştır. Hadiseyi fenomenolojinin içinde hermeneutik bir bakış açısıyla ele alan Romano, hadisenin ışığında dünya, zaman, öznellik ve varoluşu yeni bir biçimde anlamaya girişiyor. Hadisenin tecrübesinin Husserl ve Heidegger'in çizdiği fenomenoloji içinde anlaşılamayacağından yola çıkarak fenomenolojiyi transendental çerçeveden uzaklaştırıp fenomenolojinin içinde “betimsel realizm” dediği bir yere varıyor. “Fenomenoloji transendental perspektifi terk ettiği takdirde neye dönüşebilir?” sorusunun peşinden giden kitaptaki üç makalenin ilk ikisi Romano'nun hadise kitaplarının birer özeti niteliğindeyken, son makale daha güncel bir eserindeki düşüncesini yansıtıyor. Kitabın son kısmında Romano'yla bu çeviri için yapılmış bir söyleşi yer alıyor. Ayrıca, “Sunuş” yazısıyla Cemal Kafadar hadiseye dair zihin açıcı ve özgün bir yaklaşım ortaya koyuyor. Çağdaş Fransız düşüncesinin önemli bir sesi olan Claude Romano kaleme aldığı ondan fazla kitabından dolayı 2020 yılında Felsefe Büyük Ödülüne (Académie françaiseGrand prix de philosophie) layık görülmüştür.
“Hadise/vak'a felsefesinin ne kadar çok boyutlu ve düşündürücü olduğuna dair bu ipuçları, meselenin dar anlamında felsefe-içi bir irdelemeyle sınırlı kalmaması, tarihçilerin ve sosyal/doğal bilim insanlarının da merak, ilgi ve tartışma alanına girmesi gerektiğini gösterir kanaatimce… Romano'dan bu çevirinin ne kadar büyük bir hizmet olduğunu söyleyerek durayım. Felsefe okurları kadar tarih okurları için de bu ufuk açıcı birhadise. Yorucu ve eğlendirici okumalar dilerim.”
Cemal Kafadar
(Tanıtım Bülteninden)
Elinizdeki kitap, yirminci yüzyıla kadar felsefe tarihinde çok da önemsenmeyen, kenarda bırakılan hadise meselesine derin bir yaklaşım sunar. Beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan, âniden başa gelen, vukuundan sonra farkına vardığımız, öznelliğin tahakküm edemediği, bizi sarsan ve dünyamızı yeni baştan kuran hadiseler… Geçmişte genellikle nesne veya olgu kategorilerinde düşünülmüş ve bu şekilde kendilerine özgü fenomenlikleri yok sayılmıştır. Son yüzyılda Nietzsche ile başlayarak birçok düşünürün elinde çağdaş felsefenin asli bir konusu haline gelen hadise, ayrıca tarih ve antropoloji gibi beşerî bilimlerin de temel mevzularından birisi olmuştur. Claude Romano'nun eserleriyle fenomenolojinin merkezinde de önemli bir yer tutmaya başlamıştır. Hadiseyi fenomenolojinin içinde hermeneutik bir bakış açısıyla ele alan Romano, hadisenin ışığında dünya, zaman, öznellik ve varoluşu yeni bir biçimde anlamaya girişiyor. Hadisenin tecrübesinin Husserl ve Heidegger'in çizdiği fenomenoloji içinde anlaşılamayacağından yola çıkarak fenomenolojiyi transendental çerçeveden uzaklaştırıp fenomenolojinin içinde “betimsel realizm” dediği bir yere varıyor. “Fenomenoloji transendental perspektifi terk ettiği takdirde neye dönüşebilir?” sorusunun peşinden giden kitaptaki üç makalenin ilk ikisi Romano'nun hadise kitaplarının birer özeti niteliğindeyken, son makale daha güncel bir eserindeki düşüncesini yansıtıyor. Kitabın son kısmında Romano'yla bu çeviri için yapılmış bir söyleşi yer alıyor. Ayrıca, “Sunuş” yazısıyla Cemal Kafadar hadiseye dair zihin açıcı ve özgün bir yaklaşım ortaya koyuyor. Çağdaş Fransız düşüncesinin önemli bir sesi olan Claude Romano kaleme aldığı ondan fazla kitabından dolayı 2020 yılında Felsefe Büyük Ödülüne (Académie françaiseGrand prix de philosophie) layık görülmüştür.
“Hadise/vak'a felsefesinin ne kadar çok boyutlu ve düşündürücü olduğuna dair bu ipuçları, meselenin dar anlamında felsefe-içi bir irdelemeyle sınırlı kalmaması, tarihçilerin ve sosyal/doğal bilim insanlarının da merak, ilgi ve tartışma alanına girmesi gerektiğini gösterir kanaatimce… Romano'dan bu çevirinin ne kadar büyük bir hizmet olduğunu söyleyerek durayım. Felsefe okurları kadar tarih okurları için de bu ufuk açıcı birhadise. Yorucu ve eğlendirici okumalar dilerim.”
Cemal Kafadar
(Tanıtım Bülteninden)