Devran
Devran, kıyâmda cehren ve vecd ile dönerek yapılan bir zikir şeklidir. Devran zikri öteden beri dervişlerle zâhidler arasında bir tartışma konusu olagelmiştir. İslâm'da devran var mıdır yok mudur? Devran câiz midir değil midir? İla âhir…
Zâhidler dönemine kadar uzanan tartışmaların Osmanlılar döneminde de devam ettiği kaleme alınan bazı eserlerden, verilen fetvalardan anlaşılmaktadır. Bu tartışmalar toplumda gündemi hayli meşgul etmiş ve hakikaten insanlar üzerinde derin izler bırakmıştır. İçlerinde şeyhülislâmların da bulunduğu birtakım ulemâ zaman içinde konu aleyhine fetvalar vermiş ve mes'eleyi dallandırıp budaklandırmışlardır. Nitekim bu konuda zaman içerisinde yazılan risâleler büyük bir cildi dolduracak hacme ulaşmıştır. Bu risalelerden biri de -burada konu edeceğimiz- Doğanî Hacı Baba'ya ait eserdir. Doğanî Şeyh Hacı Mustafa Halvetî (d.? Bolu-ö. Edirne 1717), Halvetî/Şabânî mürşidi Karabaş-ı Velî hazretlerinin (ö. 1686) Arapça olarak kaleme aldığı Risâle-i Devran'ını yine onun isteğiyle Türkçeye tercüme ederek bu konudaki literatüre önemli bir katkı sunmuş, devran konusuna adeta nokta koymuştur.
Bolulu Mustafa Doğanî, Halvetî Şabânî Azîzlerinden Karabaş-ı Velî hazretlerinin yetiştirdiği son halifedir. Aslen Boluludur. Zât-ı âlîleri için kaynaklarda “Hacı Baba, Doğanî Hacı Baba, Edirneli Şeyh Hacı Mustafa Baba, Bolulu Şeyh Hacı Mustafa Baba, Mısrî Hacı Mustafa Baba” gibi isim ve sıfatlar da kullanmışlardır. Halvetî Şabânî erkânının Arap coğrafyasında yayılmasına vesile olan kişi odur. Zira Ortadoğu ve Afrika'da çok geniş bir alana yayılan Halvetiyye'nin şubelerinden olan Bekriyye'nin pîri Mustafa el-Bekrî hazretlerinin mürşidi olan Abdüllatîf-i Halebî, Mustafa Doğanî Baba'nın halifesidir. Bu anlamda Doğanî Mustafa Baba'nın tasavvuf ve hassaten Halvetiyye erkanının tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Bugün Afrika'nın çeşitli belde ve bölgelerinde değişik isimlerle faaliyette bulunan Halvetîler irfanî hayatlarını Doğanî Mustafa Efendi'ye borçludurlar.
Mustafa Doğanî bu eserde Karabaş-ı Velî'nin Arapça “Risâle-i Devran”ını veya Türkçeyeçevirmiş ve çevirmekle kalmamış esere yer yer ilâvelerde de bulunmuştur. Bu açıdan Arapça risâle bir nev‘i şerhli bir tercüme olmuştur. Eserin yazılma sebebi ise mâlûmdur: Nitekim Mustafa Doğanî ve onu yetiştiren Karabaş-ı Velî'nin yaşadıkları dönem, selefî bir akım olan Kâdızâdeliler zamanına rast gelmiştir. Bu zamanda -siyasî bir hüviyet kazanan- söz konusu cemaat, padişahı ve avanesini de etkileri altına alarak ehlullaha, onların bazı uygulamalarına ve tekke faaliyetlerine karşı fevkalade mühim bir baskı unsuru haline gelmiştir. Bu mutaassıp zihniyetin baskıcı tutumları yüzünden sûfîler ve Kâdızâdeliler arasında zaman zaman bazı çatışmaların yaşandığı da bir gerçektir. Kâdızâdeliler'in cehrî zikir karşıtı tutumları gözönüne alındığında Karabaş-ı Velî'nin neden böyle bir eser kaleme aldığı, halifesi Doğanî Baba'nın bu eseri niçin Türkçe'ye tercüme ettiği açıkça anlaşılacaktır. Eser devran ve cehrî zikir aleyhindeki bu yobaz zihniyete kaşı yazılmış en derinlikli eserlerden biri, hatta birincisi olma özelliği taşımaktadır.
*
Devran, hiç şüphesiz İslâm tasavvufunun "oluş, yaratılış ve varlığın tekamülü sırrı"ndan kinaye, remzî olarak icrâ edilmiş bir ibadettir. Cezbe ve vecde ulaşmış bir sûfinin sükûnu ancak devrân ile mümkündür. Sülûk denilen mânâ yolculuğu, döndükçe, aslımıza doğru yol aldıkça tamamlanan şahsa mahsus bir hâldir. Bu ibâdetin remzî anlamını ve insanın rûh dünyasında meydana getirdiği teskîn edici özelliğini anlamayan ve kabukta kalan bazı kişiler, hemen her devirde devrânın harâm olduğuna hükmetmişler muarız davranışlar sergilemişlerdir.
(Tanıtım Bülteninden)
Devran, kıyâmda cehren ve vecd ile dönerek yapılan bir zikir şeklidir. Devran zikri öteden beri dervişlerle zâhidler arasında bir tartışma konusu olagelmiştir. İslâm'da devran var mıdır yok mudur? Devran câiz midir değil midir? İla âhir…
Zâhidler dönemine kadar uzanan tartışmaların Osmanlılar döneminde de devam ettiği kaleme alınan bazı eserlerden, verilen fetvalardan anlaşılmaktadır. Bu tartışmalar toplumda gündemi hayli meşgul etmiş ve hakikaten insanlar üzerinde derin izler bırakmıştır. İçlerinde şeyhülislâmların da bulunduğu birtakım ulemâ zaman içinde konu aleyhine fetvalar vermiş ve mes'eleyi dallandırıp budaklandırmışlardır. Nitekim bu konuda zaman içerisinde yazılan risâleler büyük bir cildi dolduracak hacme ulaşmıştır. Bu risalelerden biri de -burada konu edeceğimiz- Doğanî Hacı Baba'ya ait eserdir. Doğanî Şeyh Hacı Mustafa Halvetî (d.? Bolu-ö. Edirne 1717), Halvetî/Şabânî mürşidi Karabaş-ı Velî hazretlerinin (ö. 1686) Arapça olarak kaleme aldığı Risâle-i Devran'ını yine onun isteğiyle Türkçeye tercüme ederek bu konudaki literatüre önemli bir katkı sunmuş, devran konusuna adeta nokta koymuştur.
Bolulu Mustafa Doğanî, Halvetî Şabânî Azîzlerinden Karabaş-ı Velî hazretlerinin yetiştirdiği son halifedir. Aslen Boluludur. Zât-ı âlîleri için kaynaklarda “Hacı Baba, Doğanî Hacı Baba, Edirneli Şeyh Hacı Mustafa Baba, Bolulu Şeyh Hacı Mustafa Baba, Mısrî Hacı Mustafa Baba” gibi isim ve sıfatlar da kullanmışlardır. Halvetî Şabânî erkânının Arap coğrafyasında yayılmasına vesile olan kişi odur. Zira Ortadoğu ve Afrika'da çok geniş bir alana yayılan Halvetiyye'nin şubelerinden olan Bekriyye'nin pîri Mustafa el-Bekrî hazretlerinin mürşidi olan Abdüllatîf-i Halebî, Mustafa Doğanî Baba'nın halifesidir. Bu anlamda Doğanî Mustafa Baba'nın tasavvuf ve hassaten Halvetiyye erkanının tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Bugün Afrika'nın çeşitli belde ve bölgelerinde değişik isimlerle faaliyette bulunan Halvetîler irfanî hayatlarını Doğanî Mustafa Efendi'ye borçludurlar.
Mustafa Doğanî bu eserde Karabaş-ı Velî'nin Arapça “Risâle-i Devran”ını veya Türkçeyeçevirmiş ve çevirmekle kalmamış esere yer yer ilâvelerde de bulunmuştur. Bu açıdan Arapça risâle bir nev‘i şerhli bir tercüme olmuştur. Eserin yazılma sebebi ise mâlûmdur: Nitekim Mustafa Doğanî ve onu yetiştiren Karabaş-ı Velî'nin yaşadıkları dönem, selefî bir akım olan Kâdızâdeliler zamanına rast gelmiştir. Bu zamanda -siyasî bir hüviyet kazanan- söz konusu cemaat, padişahı ve avanesini de etkileri altına alarak ehlullaha, onların bazı uygulamalarına ve tekke faaliyetlerine karşı fevkalade mühim bir baskı unsuru haline gelmiştir. Bu mutaassıp zihniyetin baskıcı tutumları yüzünden sûfîler ve Kâdızâdeliler arasında zaman zaman bazı çatışmaların yaşandığı da bir gerçektir. Kâdızâdeliler'in cehrî zikir karşıtı tutumları gözönüne alındığında Karabaş-ı Velî'nin neden böyle bir eser kaleme aldığı, halifesi Doğanî Baba'nın bu eseri niçin Türkçe'ye tercüme ettiği açıkça anlaşılacaktır. Eser devran ve cehrî zikir aleyhindeki bu yobaz zihniyete kaşı yazılmış en derinlikli eserlerden biri, hatta birincisi olma özelliği taşımaktadır.
*
Devran, hiç şüphesiz İslâm tasavvufunun "oluş, yaratılış ve varlığın tekamülü sırrı"ndan kinaye, remzî olarak icrâ edilmiş bir ibadettir. Cezbe ve vecde ulaşmış bir sûfinin sükûnu ancak devrân ile mümkündür. Sülûk denilen mânâ yolculuğu, döndükçe, aslımıza doğru yol aldıkça tamamlanan şahsa mahsus bir hâldir. Bu ibâdetin remzî anlamını ve insanın rûh dünyasında meydana getirdiği teskîn edici özelliğini anlamayan ve kabukta kalan bazı kişiler, hemen her devirde devrânın harâm olduğuna hükmetmişler muarız davranışlar sergilemişlerdir.
(Tanıtım Bülteninden)
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
1 | - | - |
2 | 82,39 | 164,78 |
3 | 55,95 | 167,86 |
6 | 29,26 | 175,56 |
9 | 20,19 | 181,72 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
1 | - | - |
2 | 82,39 | 164,78 |
3 | 56,83 | 170,48 |
6 | 29,26 | 175,56 |
9 | 20,19 | 181,72 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
1 | - | - |
2 | 82,39 | 164,78 |
3 | 56,47 | 169,40 |
6 | 29,26 | 175,56 |
9 | 20,36 | 183,26 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
1 | - | - |
2 | 82,39 | 164,78 |
3 | 56,98 | 170,94 |
6 | 29,26 | 175,56 |
9 | 20,36 | 183,26 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
1 | - | - |
2 | 82,39 | 164,78 |
3 | 56,98 | 170,94 |
6 | 30,54 | 183,26 |
9 | 20,36 | 183,26 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
1 | - | - |
2 | 82,39 | 164,78 |
3 | 51,85 | 155,54 |
6 | 29,26 | 175,56 |
9 | 20,36 | 183,26 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 154,00 | 154,00 |
2 | 82,39 | 164,78 |
3 | 56,47 | 169,40 |
6 | 29,26 | 175,56 |
9 | 20,36 | 183,26 |