Ruhdanlık Beril Erem

Ruhdanlık

“Beni bana hatırlatmıştı. Arkamdaki iskeleden homurtulu seslerle ayrılan vapurlar gibi, şimdiki zamandan ayrılan geçmişimin arkada bıraktıkları da ıssız bir vadiye doğru yol alıyordu. Ne vardı orada? Aşk mı? Hayır. Aşk hep ileriye...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
70,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 8,91TL
9786051432434
965641
Ruhdanlık
Ruhdanlık
70.00

“Beni bana hatırlatmıştı. Arkamdaki iskeleden homurtulu seslerle ayrılan vapurlar gibi, şimdiki zamandan ayrılan geçmişimin arkada bıraktıkları da ıssız bir vadiye doğru yol alıyordu. Ne vardı orada? Aşk mı? Hayır. Aşk hep ileriye bakar. O gelecektedir. Anda var olanın söz veremediğini fısıldar ruha. Bana kendini fısıldıyordu. Dinle-me-seydim o sesi, görmeseydim o elleri şimdi burada olmazdım.


Bir simidin üzerine rasgele serpilen susamların, böyle narin, böyle umut saçan devinimlerle gelip de yanıp tutuşan ruhdanlığıma bir buz, bir katre devrim olacağını nereden bilirdim?”


Ruhdanlık...


Beril Erem'in yazınsal yetilerini keşfederken öykülerinde çokça rastlanan ilginç ve edebi sözcük arayışları, ilk kitabının ismini de ölümsüzleştiren yeni bir kelime sunuyor okuyucuya.


Erem'in öykülerini okuduğunuzda sadece akıcı, sorgulayıcı dilinin ve kıvrak üslubunun yardımıyla değil; kadını ve erkeği insan yapan, daha sonra onları tüm zaafları ve tutkularıyla ayrıştırıp, bu öyküler sayesinde yeniden bir araya getiren bir anlatım şöleniyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Şölenin şenlik ateşleri altında toplanan tüm anlatıcıların ortak sesi ve nefesiyle.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786051432434
Boyut:
14 x 21
Sayfa Sayısı:
160
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

“Beni bana hatırlatmıştı. Arkamdaki iskeleden homurtulu seslerle ayrılan vapurlar gibi, şimdiki zamandan ayrılan geçmişimin arkada bıraktıkları da ıssız bir vadiye doğru yol alıyordu. Ne vardı orada? Aşk mı? Hayır. Aşk hep ileriye bakar. O gelecektedir. Anda var olanın söz veremediğini fısıldar ruha. Bana kendini fısıldıyordu. Dinle-me-seydim o sesi, görmeseydim o elleri şimdi burada olmazdım.


Bir simidin üzerine rasgele serpilen susamların, böyle narin, böyle umut saçan devinimlerle gelip de yanıp tutuşan ruhdanlığıma bir buz, bir katre devrim olacağını nereden bilirdim?”


Ruhdanlık...


Beril Erem'in yazınsal yetilerini keşfederken öykülerinde çokça rastlanan ilginç ve edebi sözcük arayışları, ilk kitabının ismini de ölümsüzleştiren yeni bir kelime sunuyor okuyucuya.


Erem'in öykülerini okuduğunuzda sadece akıcı, sorgulayıcı dilinin ve kıvrak üslubunun yardımıyla değil; kadını ve erkeği insan yapan, daha sonra onları tüm zaafları ve tutkularıyla ayrıştırıp, bu öyküler sayesinde yeniden bir araya getiren bir anlatım şöleniyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Şölenin şenlik ateşleri altında toplanan tüm anlatıcıların ortak sesi ve nefesiyle.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat