Tasavvuf ve Sinema Bedirhan Karakurluk

Tasavvuf ve Sinema

Tasavvufta ayna kavramı çok ilginçtir: “Aynada görünen aynaya bakan değildir fakat aynaya bakılmasa bakan, onda görünmez”. Bir nesne olarak ayna aslında hiçbir şey göstermez yani aynanın görüntü oluşturma meziyeti yoktur, ayna...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
90,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 11,45TL
9786253971854
1255644
Tasavvuf ve Sinema
Tasavvuf ve Sinema
90.00

Tasavvufta ayna kavramı çok ilginçtir: “Aynada görünen aynaya bakan değildir fakat aynaya bakılmasa bakan, onda görünmez”. Bir nesne olarak ayna aslında hiçbir şey göstermez yani aynanın görüntü oluşturma meziyeti yoktur, ayna sadece yansıtır. Aynada bir görüntünün oluşması için onun karşısında bir görselliğin olması şarttır. Bu görselliği görmek isteyen, aynaya bakmalı; kendini görmek isteyen ise bir ayna bulmalıdır. Aynaya baktığında yüzünde kara görenin ise aynayı kırmaya ya da silmeye çalışmaması, yüzündeki karayı silmesi gerekir. Yüzdeki karayı aynadan bilmemelidir, çünkü görüntüyü o oluşturmaz. O sadece yansıtır, ona kızılmaz. Tarihte Türk-İslam medeniyetini büyüten ve beynelmilel bir güç olmasını sağlayanlar, aynayı yüzlerine tuttuklarında Ali'yi görenlerdir. Şimdi ise yüzlerdeki karayı gösterecek bir aynaya ihtiyaç yok mudur? Aynı bizleri anlatıyor denilen filmler, sanatın toplumu yansıtan bir aynası olamaz mı? Tasavvufi referansla üretilen bir sinema sanatı, kendisine bakıldığında topluma ayna olup yüzdeki karayı yüzlere vuramaz mı?



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786253971854
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
92
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Tasavvufta ayna kavramı çok ilginçtir: “Aynada görünen aynaya bakan değildir fakat aynaya bakılmasa bakan, onda görünmez”. Bir nesne olarak ayna aslında hiçbir şey göstermez yani aynanın görüntü oluşturma meziyeti yoktur, ayna sadece yansıtır. Aynada bir görüntünün oluşması için onun karşısında bir görselliğin olması şarttır. Bu görselliği görmek isteyen, aynaya bakmalı; kendini görmek isteyen ise bir ayna bulmalıdır. Aynaya baktığında yüzünde kara görenin ise aynayı kırmaya ya da silmeye çalışmaması, yüzündeki karayı silmesi gerekir. Yüzdeki karayı aynadan bilmemelidir, çünkü görüntüyü o oluşturmaz. O sadece yansıtır, ona kızılmaz. Tarihte Türk-İslam medeniyetini büyüten ve beynelmilel bir güç olmasını sağlayanlar, aynayı yüzlerine tuttuklarında Ali'yi görenlerdir. Şimdi ise yüzlerdeki karayı gösterecek bir aynaya ihtiyaç yok mudur? Aynı bizleri anlatıyor denilen filmler, sanatın toplumu yansıtan bir aynası olamaz mı? Tasavvufi referansla üretilen bir sinema sanatı, kendisine bakıldığında topluma ayna olup yüzdeki karayı yüzlere vuramaz mı?



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat