Osmanlı Yazınında Erkeklikler Kurgusu 17-18-19. Yüzyıl Edebi Metinlerinde Bitmeyen Dönüşüm
Tarihin ötekisi çoğu zaman, aslında her zaman, kadınlar olmuştur. Tarihsel düzlemde gerçekten var olup olmadıkları veya görünmez kılınıp kılınmadıkları hakkındaki şüpheler ve tartışmalar bir yana, edebiyat tarihlerinin üreteni, üretileni ve muhatabı olarak da hep daha geride yer almışlardır. Peki ya diğer yarısı, erkekler? Onlar, feminist tarihyazımının (büyük ölçüde haklı gerekçelerle) iddia ettiği kadar, ataerkil dünyamızın en görünür yarısı mıdır? Görünmeyen, gösterilmeyen ya da değişen tarafları var mıdır? Erkekler de, kadınlar kadar olmasa da, ataerkillikten zarar görmüş müdür? Kendileri için biçilen ve/ya bizzat içine doğdukları eril kimlikte neyi, nerede, nasıl anlamlandırmışlardır? Erkeklerin taşıdığı toplumsal cinsiyet rolleri, yüzlerce yıl önce üretilmiş edebiyat verimlerindeki ‘farklı, öznel ve deneyimsel' erkek-lik(ler) üzerinden okunabilir mi? Bu kitap, kendi ötekilerini yaratan ve yaratmaya devam eden erkeklerin, çevremizde hemen her gün karşılaştığımız erkek-lik hâllerini geçmişe dönük bir perspektifle inceleme çabasından ibarettir. Diğer taraftan, Osmanlı edebiyatını tekdüze ve ezber yargılarla anlama çabamızdan bir uzaklaşma denemesi olan bu çalışma, erkek kanonun üretip tükettiği bir yazın dünyasının esasen, erkek-lik(ler) açısından nasıl bir çeşitlilik ve deneyimler bütünü içerdiğini de ortaya koymayı amaçlamıştır.
(Tanıtım Bülteninden)
Tarihin ötekisi çoğu zaman, aslında her zaman, kadınlar olmuştur. Tarihsel düzlemde gerçekten var olup olmadıkları veya görünmez kılınıp kılınmadıkları hakkındaki şüpheler ve tartışmalar bir yana, edebiyat tarihlerinin üreteni, üretileni ve muhatabı olarak da hep daha geride yer almışlardır. Peki ya diğer yarısı, erkekler? Onlar, feminist tarihyazımının (büyük ölçüde haklı gerekçelerle) iddia ettiği kadar, ataerkil dünyamızın en görünür yarısı mıdır? Görünmeyen, gösterilmeyen ya da değişen tarafları var mıdır? Erkekler de, kadınlar kadar olmasa da, ataerkillikten zarar görmüş müdür? Kendileri için biçilen ve/ya bizzat içine doğdukları eril kimlikte neyi, nerede, nasıl anlamlandırmışlardır? Erkeklerin taşıdığı toplumsal cinsiyet rolleri, yüzlerce yıl önce üretilmiş edebiyat verimlerindeki ‘farklı, öznel ve deneyimsel' erkek-lik(ler) üzerinden okunabilir mi? Bu kitap, kendi ötekilerini yaratan ve yaratmaya devam eden erkeklerin, çevremizde hemen her gün karşılaştığımız erkek-lik hâllerini geçmişe dönük bir perspektifle inceleme çabasından ibarettir. Diğer taraftan, Osmanlı edebiyatını tekdüze ve ezber yargılarla anlama çabamızdan bir uzaklaşma denemesi olan bu çalışma, erkek kanonun üretip tükettiği bir yazın dünyasının esasen, erkek-lik(ler) açısından nasıl bir çeşitlilik ve deneyimler bütünü içerdiğini de ortaya koymayı amaçlamıştır.
(Tanıtım Bülteninden)