Emek Yoksa Ben de Yokum! %34 indirimli Atilla Dorsay

Emek Yoksa Ben de Yokum!

"Emek Yoksa Ben de Yokum, aslında pek de sevmediğim türden, cafcaflı ve gösterişli bir başlıktı... Bir yandan yazarın kendisini fazla öne çıkarması diye yorumlanabilirdi. Öte yandan da riskliydi: Eğer amacı gerçekleşmezse ve yazar...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
82,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 10,50TL
9786054764907
697072
Emek Yoksa Ben de Yokum!
Emek Yoksa Ben de Yokum!
82.50

"Emek Yoksa Ben de Yokum, aslında pek de sevmediğim türden, cafcaflı ve gösterişli bir başlıktı... Bir yandan yazarın kendisini fazla öne çıkarması diye yorumlanabilirdi. Öte yandan da riskliydi: Eğer amacı gerçekleşmezse ve yazar "Emek'i kurtaramazsa" ne olacaktı? Yazar ömrünü verdiği mesleğini ve köşesini bırakacak mıydı?
Ancak, öncelikle bunları düşünecek halim yoktu. Armudun sapı, üzümün çöpü diyecek halim de... Bir yandan içinde, on yaşlarımdan başlayarak yaklaşık altmış yıl boyunca sinemayla ve sanatla ilgili sayısız harika anlar yaşadığım, hayatımı etkileyen görüntüler izlediğim, büyük insanlarla tanıştığım ve bir ömre yetecek anılar biriktirdiğim bir mekân göz göre göre yok oluyordu. Öte yandan, tüm dünyanın kimi zaman çok daha az güzel ve eski benzerlerini özenle koruduğu şahane bir salon yıkılıyordu. Ben elimden geleni yapmış, yine sayısız yazı ve eylemle bu kültür cinayetini önlemeye çabalamıştım. Yazılarla, yürüyüşlerle, başbakana, bakanlara, yerel veya genel belediye başkanlarına mektuplar veya ricalarla... "

Atillâ Dorsay'ın yıkılan Emek Sineması çevresinde, dünden bugüne Beyoğlu'nun geçirdiği bütün değişimleri de fotoğraflarla destekleyerek hazırladığı bu kitap, bir kültür semtini kurtarmak üzere verilen çabaları da topluca gösteriyor.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 238

Baskı Yılı: 2014


Dili: Türkçe
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786054764907
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
238
Basım Tarihi:
2014
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

"Emek Yoksa Ben de Yokum, aslında pek de sevmediğim türden, cafcaflı ve gösterişli bir başlıktı... Bir yandan yazarın kendisini fazla öne çıkarması diye yorumlanabilirdi. Öte yandan da riskliydi: Eğer amacı gerçekleşmezse ve yazar "Emek'i kurtaramazsa" ne olacaktı? Yazar ömrünü verdiği mesleğini ve köşesini bırakacak mıydı?
Ancak, öncelikle bunları düşünecek halim yoktu. Armudun sapı, üzümün çöpü diyecek halim de... Bir yandan içinde, on yaşlarımdan başlayarak yaklaşık altmış yıl boyunca sinemayla ve sanatla ilgili sayısız harika anlar yaşadığım, hayatımı etkileyen görüntüler izlediğim, büyük insanlarla tanıştığım ve bir ömre yetecek anılar biriktirdiğim bir mekân göz göre göre yok oluyordu. Öte yandan, tüm dünyanın kimi zaman çok daha az güzel ve eski benzerlerini özenle koruduğu şahane bir salon yıkılıyordu. Ben elimden geleni yapmış, yine sayısız yazı ve eylemle bu kültür cinayetini önlemeye çabalamıştım. Yazılarla, yürüyüşlerle, başbakana, bakanlara, yerel veya genel belediye başkanlarına mektuplar veya ricalarla... "

Atillâ Dorsay'ın yıkılan Emek Sineması çevresinde, dünden bugüne Beyoğlu'nun geçirdiği bütün değişimleri de fotoğraflarla destekleyerek hazırladığı bu kitap, bir kültür semtini kurtarmak üzere verilen çabaları da topluca gösteriyor.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 238

Baskı Yılı: 2014


Dili: Türkçe
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat