Öykü Demeti
Bu kitap; tüm yaş gurupları gözetilerek hazırlanmış olup Rusçadan çevrilirken, yazarlarınca ifade edilmek istenen orijinal metindeki duygular aslına uygun olarak Türkçeye birebir yansıtılmıştır.
İnsanın Doğumu, Gorki'nin 1912'de yazdığı, pastoral dekor içinde gerçekleşmiş bir doğumun dokunaklı hikâyesidir. Sefil yaşamın içinde barınan güçlü bir gelecek umudu ve o ortamda filizlenen yaşam tutkusu, duygu yüklü sözcüklerle anlatılmış.
Yuri Nagibin, ilkokul öğretmeni olan genç kızın öğrencileriyle geçirdiği bir günü, kendine has naif üslubuyla, “Kardan Adam” öyküsünde anlatıyor.
İvo Andriç, taşralı bir öğrencinin büyük şehirde karşı karşıya kaldığı zorluklarını anlatıyor. Bir kazanın neden olduğu - öyle ya da böyle, çocukluğumuzda hepimizin yaşadığı türden - iç çatışmalarını “Kitap” adlı öyküsünde yazmış.
A. Çehov'un, “Ahçı Kadın Evleniyor” öyküsü de bu kitabın içinde yer almaktadır. Evliliğin bir çocuğun gözüyle nasıl göründüğünü böyle yalın üslupla ancak Çehov gibi bir usta anlatabilirdi.
T. Konuralp ise “İmroz Issızlığı” öyküsünde, toplum vicdanında kapanmayan bir yaraya dokunmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)
Bu kitap; tüm yaş gurupları gözetilerek hazırlanmış olup Rusçadan çevrilirken, yazarlarınca ifade edilmek istenen orijinal metindeki duygular aslına uygun olarak Türkçeye birebir yansıtılmıştır.
İnsanın Doğumu, Gorki'nin 1912'de yazdığı, pastoral dekor içinde gerçekleşmiş bir doğumun dokunaklı hikâyesidir. Sefil yaşamın içinde barınan güçlü bir gelecek umudu ve o ortamda filizlenen yaşam tutkusu, duygu yüklü sözcüklerle anlatılmış.
Yuri Nagibin, ilkokul öğretmeni olan genç kızın öğrencileriyle geçirdiği bir günü, kendine has naif üslubuyla, “Kardan Adam” öyküsünde anlatıyor.
İvo Andriç, taşralı bir öğrencinin büyük şehirde karşı karşıya kaldığı zorluklarını anlatıyor. Bir kazanın neden olduğu - öyle ya da böyle, çocukluğumuzda hepimizin yaşadığı türden - iç çatışmalarını “Kitap” adlı öyküsünde yazmış.
A. Çehov'un, “Ahçı Kadın Evleniyor” öyküsü de bu kitabın içinde yer almaktadır. Evliliğin bir çocuğun gözüyle nasıl göründüğünü böyle yalın üslupla ancak Çehov gibi bir usta anlatabilirdi.
T. Konuralp ise “İmroz Issızlığı” öyküsünde, toplum vicdanında kapanmayan bir yaraya dokunmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)