Abşuran Ali Eşref Dervişyan

Abşuran

İranlı yazar Ali Eşref Dervişyan'ın bazen yüreğinizi burkacak bazen de içinizi ısıtacak ‘bizi' anlatan öykülerinden oluşan Abşûran kitabı Makbule Aras Eivazi'nin Farsça aslından yaptığı ustalıklı çeviriyle okuyucularla...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
99,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 12,60TL
9786058034815
973043
Abşuran
Abşuran
99.00

İranlı yazar Ali Eşref Dervişyan'ın bazen yüreğinizi burkacak bazen de içinizi ısıtacak ‘bizi' anlatan öykülerinden oluşan Abşûran kitabı Makbule Aras Eivazi'nin Farsça aslından yaptığı ustalıklı çeviriyle okuyucularla buluşuyor.


Sanki göğsümde bir balon vardı da birden havası sönmüştü…

Aşura lağım kokularıyla kucaklardı bizi. Kerpiç evlere su götüren demir boruların üstünde o yana bu yana koşturur, bahse tutuşurduk. Beş taş oynardık. Başıboş köpekler, sığı­nacak yeri olmayan kediler için taşlardan ev yapardık. Kör Şefi'nin yamacına oturur, neyine kulak verirdik.

Akşam, yüzümüz gözümüz toza bulanmış, ellerimiz çatlak çatlak olup kanamış halde ıssız evimize girip sıvışırdık. Bağdaş kurup lambanın yanında oturmakta olan anneme te­dirginlikle selam verir, onun tencereye bakıp bakmadığını anlamaya çalışırdık endişeyle.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786058034815
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
80
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019
Çeviren:
Makbule Aras Eivazi
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

İranlı yazar Ali Eşref Dervişyan'ın bazen yüreğinizi burkacak bazen de içinizi ısıtacak ‘bizi' anlatan öykülerinden oluşan Abşûran kitabı Makbule Aras Eivazi'nin Farsça aslından yaptığı ustalıklı çeviriyle okuyucularla buluşuyor.


Sanki göğsümde bir balon vardı da birden havası sönmüştü…

Aşura lağım kokularıyla kucaklardı bizi. Kerpiç evlere su götüren demir boruların üstünde o yana bu yana koşturur, bahse tutuşurduk. Beş taş oynardık. Başıboş köpekler, sığı­nacak yeri olmayan kediler için taşlardan ev yapardık. Kör Şefi'nin yamacına oturur, neyine kulak verirdik.

Akşam, yüzümüz gözümüz toza bulanmış, ellerimiz çatlak çatlak olup kanamış halde ıssız evimize girip sıvışırdık. Bağdaş kurup lambanın yanında oturmakta olan anneme te­dirginlikle selam verir, onun tencereye bakıp bakmadığını anlamaya çalışırdık endişeyle.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat