Bize Göre
Ahmed Hâşim, Bağdat'ta doğdu. Doğum tarihi konusunda 1883 ile 1887 arasında farklı tarihler gösterilmişse de M. Kaya Bilgegil'in Millî Eğitim Bakanlığı Arşivi'nden (D/6490 numaralı dosya) elde ettiği yeni bilgilere göre bu tarihin hicrî 1304, rûmî 1303 (1887) olduğu kesinlik kazanmıştır. Baba tarafından Bağdatlı Âlûsîzâdeler'e, anne tarafından Kâhyazâdeler'e mensuptur. Her iki aileden de müfessir, fakih ve din adamları yetişmiştir. Babasının Arabistan vilayetlerindeki görevleri nedeniyle düzensiz bir eğitim gördü. Çok sevdiği annesinin ölümü üzerine babasıyla İstanbul'a geldi. Bir yıl Numûne-i Terakkî Mektebi'ne devam ettikten sonra (1896), Galatasaray Sultânîsi'ne yatılı olarak girdi (1897). Mezun olunca (1907) Reji İdaresi'ne memur oldu, bir yandan da Mekteb-i Hukuk'a devam etti. İzmir Sultânîsi'nde Fransızca ve edebiyat öğretmenliği (1910-1914), daha sonra Maliye Nezareti mütercimliği yaptı. I. Dünya Savaşı'ndaki askerliğinde Anadolu'nun çeşitli yerlerini görme fırsatı buldu. Askerlik sonrasında bir müddet İâşe Nezareti'nde ve Düyûn-ı Umûmiyye'de (1922-1924) çalıştı. Bu arada Sanâyi-i Nefîse Mektebi'nde (Güzel Sanatlar Akademisi) mitoloji dersleri verdi. Daha sonra atandığı Mülkiye Mektebi Fransızca öğretmenliğiyle beraber akademideki kürsüsünü ölünceye kadar korudu.
(Tanıtım Bülteninden)
Ahmed Hâşim, Bağdat'ta doğdu. Doğum tarihi konusunda 1883 ile 1887 arasında farklı tarihler gösterilmişse de M. Kaya Bilgegil'in Millî Eğitim Bakanlığı Arşivi'nden (D/6490 numaralı dosya) elde ettiği yeni bilgilere göre bu tarihin hicrî 1304, rûmî 1303 (1887) olduğu kesinlik kazanmıştır. Baba tarafından Bağdatlı Âlûsîzâdeler'e, anne tarafından Kâhyazâdeler'e mensuptur. Her iki aileden de müfessir, fakih ve din adamları yetişmiştir. Babasının Arabistan vilayetlerindeki görevleri nedeniyle düzensiz bir eğitim gördü. Çok sevdiği annesinin ölümü üzerine babasıyla İstanbul'a geldi. Bir yıl Numûne-i Terakkî Mektebi'ne devam ettikten sonra (1896), Galatasaray Sultânîsi'ne yatılı olarak girdi (1897). Mezun olunca (1907) Reji İdaresi'ne memur oldu, bir yandan da Mekteb-i Hukuk'a devam etti. İzmir Sultânîsi'nde Fransızca ve edebiyat öğretmenliği (1910-1914), daha sonra Maliye Nezareti mütercimliği yaptı. I. Dünya Savaşı'ndaki askerliğinde Anadolu'nun çeşitli yerlerini görme fırsatı buldu. Askerlik sonrasında bir müddet İâşe Nezareti'nde ve Düyûn-ı Umûmiyye'de (1922-1924) çalıştı. Bu arada Sanâyi-i Nefîse Mektebi'nde (Güzel Sanatlar Akademisi) mitoloji dersleri verdi. Daha sonra atandığı Mülkiye Mektebi Fransızca öğretmenliğiyle beraber akademideki kürsüsünü ölünceye kadar korudu.
(Tanıtım Bülteninden)
